Mehmet Ali Önel, cuma gecesi a Haber'de, yılın en önemli haber programını yaptı. Ama gelin görün ki, üzerinden üç gün geçmesine rağmen, kimseden 'çıt' çıkmadı.
Deşifre programı bu hafta, 'subliminal mesaj' konusunu işledi. Aranızda pek çok kişinin bu kelime ile ilk kez tanıştığını tahmin ediyorum. Öyleyse işe genel bilgi ile başlayayım:
Efendim, 'subliminal mesaj'; insan beyninin, daha doğrusu bilinçaltının ses, görüntü ve benzeri efektlerle istem dışı olarak etkilenmesi ve yönlendirilmesine deniliyor. Gözün ve kulağın ilk anda fark etmediği, ancak bilinçaltına istif edilip 'gerektiği anda' ortaya çıkan bu mesajlar; sinema, televizyon, radyo programı, MP3 çalar, internet oyunu, afiş, poster veya billboard'ların içine gizlice yerleştirilip propaganda yapılıyor ya da tüketici alışkanlıkları yönlendiriliyor.
İLK KEZ BBC YAPTI
Bu yöntemi ilk kez 1920 yılında BBC denemiş. O yıllarda radyonun 'şeytani' bir ürün olduğu ve insanı günaha sevk ettiği yolunda yaygın bir inanış varmış. BBC yetkilileri, yayınlarının fonuna, belli belirsiz radyonun faydalı bir araç olduğunu anlatan sesler yerleştirmişler. Kısa sürede toplumun radyo konusundaki düşüncesi olumlu yönde değişmiş.
1940'lı yılların başında ise aynı yöntem, bu kez görsel efektler yardımıyla, İngiliz uçaksavarcıların dost ve düşman uçaklarını ayırt etmesi için kullanılmış. Ancak yöntemin etkisi daha sonra ticaret dünyasının da ilgisini çekmiş.
1957 yılında gösterilen Picnic filminin içine gözle fark edilmeyen ancak bilinçaltına kazınan "Aç mısın? Öyleyse mısır gevreği ye" cümlesi yerleştirilmiş. Gösterim süresince popcorn satışları yüzde 58 oranında artmış. Ve ondan sonra da iş çığırından çıkmış...
Uzmanlar, bilinçaltının doğum ve ölümü çağrıştıran kelime ve simgelere adeta 'torpil' yaptığını, bu iki konunun algılamada öncelik taşıdığını keşfedince, ürünlerin üzerine ilk görüşte algılanmayacak şekilde 'seks' ve 'kill (öldürmek)' kelimeleri yerleştirilmeye başlanmış.
Bu durum günümüzde de tüm hızıyla devam ediyor. Tom ve Jerry, Aslan Kral çizgi filmlerinden Dövüş Kulübü'ne kadar pek çok ünlü Hollywood ürününün sahneleri arasına 'sex' kelimesi ustaca yerleştirilmiş. Böylece algı ve hatırlama eşiği düşürülmüş. Bazı ürünlerde de masonik örgütlerin ya da gizli tarikatların propagandasını yapmak için gizli semboller yerleştirilmiş.
Bunlar, bir saniyesi 24 kareden oluşan filmlerin içine, 25'inci kare olarak eklendiği gibi; bir sigara dumanı ya da bazen bir gölge olarak karşımıza çıkıyor. Filmler ancak uzman ve dikkatli gözler tarafından kare kare incelendiğinde bu gizli semboller açığa çıkartılabiliyor.
DİZİLERE YERLEŞTİRİYORLAR
Deşifre programında, kanal ve dizi isimleri verilmemesine rağmen bugün televizyonda aynı yöntemin sıklıkla uygulandığı iddia edildi.
Çocukların gözdesi Sihirli Annem dizisinin jeneriği, Cem Yılmaz'ın A.R.O.G. filminin içindeki bazı sahneler ve Kuzey Güney dizisindeki örnekler gerçekten de şaşırtıcıydı.
RTÜK ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı aslında bu konuda kural koyan ve yaptırım uygulama yetkisi bulunan kurumlar.
Dünyada da 55 ülke 'subliminal mesaj' konusunda ulusal yasak ve yaptırımlar uyguluyor. Ancak bizim ülkemizde, bu ihlali takip edip ceza verecek uzman kişiler var mı? Varsa da bu işi ciddi olarak takip ediyorlar mı, işte orası biraz kuşkulu...
Subliminal mesajlarla sadece tüketim alışkanlıkları tetiklenmiyor. Araya yerleştirilen pornografik ya da yasa dışı örgütsel sembollerle çocukların ruhsal gelişimleri sakatlanıyor. Yani durum 'ulusal alarm verilecek kadar' ciddi.
Haftaya Mehmet Ali Önel yine uzmanların katılımıyla, konunun değişik boyutlarını gözler önüne sermeye devam edecek. Buradan çağrıda bulunuyorum: Beynimize tecavüz edenlerin yaptıkları yanlarına kâr kalmamalı. Bu önemli suçla mücadele, sadece sorumlu bir habercinin omuzlarına bırakılmamalı.