Orta ve üzeri yaş kuşağı çok iyi hatırlar. Televizyon, hayatımızı esir almadan önce, akşamları saat 21.00 olunca, tüm ev halkı radyonun başında toplanır; Radyo Tiyarosu'nu dinlerdik.
Bir evde bir değil, hane halkının sayısı kadar sahne kurulurdu. Zira herkesin sahnesi, kendi hayal dünyasıydı.
Eşsiz gölge oyunu Hacivat ve Karagöz'ün önünde saygıyla eğiliyorum ama bana göre gerçek 'hayal sahnesi' işte burasıydı.
Sadece geceler mi? Sabah saat 11.00'de, komşu ev hanımları aynı evde toplanır, Arkası Yarın'ı dinlerlerdi.
Tıpkı bugünkü dizi sohbetleri gibi Arkası Yarın üzerine yorumlar yapılırdı.
Bayram süresince yollardaydım. Bazen seyretmeyi çok istediğim dizilerin bölümlerini 'canlı' değil, daha sonra kayıtlardan izlemek zorunda kaldım.
Zira otomobilimde televizyon bulundurmayı, dikkat dağınıklığına yol açacağı için pek doğru bulmuyorum. Bu nedenle, "Keşke..." diye geçirdim içimden, "Keşke radyo kanalları popüler dizilerin sesini canlı yayınlasa..." Öyle ya, nasıl olsa karakterleri, mekanları, öykünün genel gidişatını biliyoruz.
Televizyon izleme olanağı bulamadığımız anlarda ses radyodan gelir, biz de kendi hayal gücümüze fazla yüklenmeden, sahneleri gözümüzde canlandırırız. Reklam aralarında da müzik yayını...
Arada istisnalar var mı bilmiyorum ama benim takip ettiğim kadarıyla, büyük kanalların radyoları böyle bir uygulama yapmıyor. Özellikle TRT, iddialı dizilerini geniş kitlelere 'duyurmak' için elindeki radyo imkanlarını kullansa fena mı olur?
Haydi işi bir adım daha ileri götüreyim de girişimcilerin iştahını iyice kabartayım: Sadece televizyonu konu alan bir radyo kanalı açılsa, diziler, yarışmalar, talk show programları telif ücretleri ödenerek bu kanaldan yayınlansa, gün boyunca televizyon eleştirileri, izleyici yorumları, dizi karakterleri ile yapılan özel söyleşiler verilse, dinlemez misiniz?