Gördüğünüz fotoğrafı cumartesi günü ben çektim. Meslek hayatımın en heyecan verici, en sansasyonel fotoğrafını sizlere sunmaktan gurur duyuyorum... Gördüğünüz yer, Edirne'deki Selimiye Camii'nin cümle kapısı. Beyaz mermer merdivenlerin sonundaki platformda, kocaman bir sürüngen, şaşkın bakışlarla etrafı süzüyor. Öyle büyük ki, kapıyı neredeyse bir baştan diğerine kapatmış...
Durun, hemen heyecana kapılmayın... İşin aslını anlatıyorum:
Sonbahar, benim İstanbul'daki gezi mevsimimdir. Bu kez de yolum Haliç'teki Miniatürk'e düştü. Daha önce iki kez ziyaret etmeme rağmen yeni eklenen minyatür yapıları görmek istedim.
Tam Edirne Selimiye Camii'nin maketi önüne gelmiştim ki, caminin merdivenlerindeki o dev (!) sürüngeni fark ettim.
Küçücük bir kertenkele, baharın son güneşinden faydalanmak için cami maketinin taşlarında geziniyordu. Ve 'asparagas' peşindeki gazeteci Yüksel Aytuğ'un objektifine işte böyle takılıverdi...
Bu arada Miniatürk'teki bir hizmet çok hoşuma gitti. Biletinizin barkodunu maketlerin yanındaki elektronik cihazlara okuttuğunuz zaman size eserle ilgili bilgiler sesli olarak sunuluyor. Eğer turistseniz, girişte hangi dilde tercüme istediğinizi görevliye söylüyorsunuz. Barkodunuz ona göre düzenleniyor. İster Türkçe, ister İngilizce, isterseniz Arapça ve Farsça dinleyebiliyorsunuz. Maketler minik ama hizmet büyük.
Helal olsun!