İki ünlünün askerliğini artık ezbere biliyoruz...
Biri Cem Yılmaz, diğeri Alişan...
Sevgili Alişan askerden döndüğünden beri kanal kanal dolaşıp anılarını anlatıyor. Ama onunkiler bedavaya gidiyor. Yerinde olsam Cem gibi bir stand up hazırlar, tezkereyi 'devlet tahviline' dönüştürürdüm.
Alişan geçen akşam da Star'da Deniz Seki ile Yavuz Bingöl'un sunduğu Bu Şarkı İkimizin programına konuk oldu.
Yavuz, "Eee, anlat bakalım askerlikten bir şeyler" deyince; Alişan biraz zorlandı. "Valla hepsini anlattım, pek bir şey kalmadı" dedi ama sonra 'taze' bir anı aklına geldi. "Tamam, buldum. Bunu ilk kez burada anlatacağım" diyerek söze koyuldu.
Askerdeki ilk günüymüş. Müzisyenlerin bulunduğu koğuşta birden kavga çıkmış. Eskiler, "Eyvah, filanca üsteğmen bugün nöbetçi. Bütün koğuşun anasını ağlatır şimdi" diyerek, paniklemişler. Derken kapı açılmış, çakı gibi bir üsteğmen, delici bakışlarla koğuştakileri süzmeye başlamış...
Sonra Alişan'ın yanına gelmiş. Alişan öğrendiği kadarıyla tekmil vermiş. Komutan, "Bak kardeşim, artık burada şarkıcı Alişan filan yok, asker Alişan var, ona göre" demiş. Alişan topuk selamıyla "Emredersiniz komutanım" çekmiş.
Komutan sormuş:"Dizide keman çalıyordun. Biliyor musun gerçekten keman çalmayı?"
Alişan utana sıkıla "Hayır" demiş. Komutan diğer askerlere gürlemiş:
"Buna üç günde keman çalmayı öğreteceksiniz". Sonra yeniden Alişan'a dönmüş: "Bundan sonra türkü okumak da yok. Üç İngilizce, üç Fransızca, üç İtalyanca şarkı ezberleyeceksin. Konserde komutanlar ister..."
Alişan hemen içinden plan yapmaya koyulmuş: "Yarın babamı arayayım, bir tanıdık bulup beni buradan aldırsın. Benim askerliğim burada bitmez..."
Derken, koğuştaki herkes gülmeye başlamış. Kavga da, komutan da düzmeceymiş. Yeni gelen herkese bu şakayı yaparlarmış. Üsteğmen de üniforma değiştirmiş, sıradan bir askermiş!