TRT Okul'da canlı yayınım olduğu için pazartesi gecesi Altın Kelebek Ödül Töreni'ni izleyememiştim. Bu nedenle eleştiri hakkımı okurum Betül Şen'e devrediyorum. Bakın nasıl ilginç tespitlerde bulunmuş:
"Merhaba Yüksel Bey, Altın Kelebek Ödül Töreni'nde sunuculuk görevini Beyazıt Öztürk ve Ayşe Arman üstlenmişti. Benim sorum şu olacak: Ayşe Arman neden oradaydı? Düzgün Türkçe (!), harika diksiyon (!), program akışına iyi çalışmış olması (!), olaylar karşısında ne yapacağını bilen, her şeye hakim havası (!)
Ben bunların hiçbirini göremedim. Yanılıyorsam lütfen düzeltin. (Bir gazetede köşe yazarı olmasına rağmen gazeteye ısrarla 'gaste' demesi de faciaydı.) Sahne üzerindeyken konumunu 1 santim bile değiştirmemiş olduğunu düşünüyorum. Zarfları alıp verirken bile sadece eğilme hareketini yaptı ki hiç hoş bir görüntü değildi. İyi ki Beyazıt Öztürk vardı.
Bir de şık olmak, güzel giyinmek için dekolte içinde yüzüyor olmak mı gerekiyor anlayamadım. Gecenin bana göre (her ne kadar kendisi 'muhteşem şov' dese de) en kötüsü, iç çamaşırını göstere göstere ve bıngıl bıngıl olmuş hali ile dans eden Hadise'ydi. Bir de konuşma yaptığı esnada ağzına kadar giren kameralar sayesinde adata bir vampiri andırıyordu.
Ayça Bingöl'ün elbisesini çekiştire çekiştire sahneye çıkması, Atiye'nin göğüs dekoltesinde görünen beyaz çamaşır... (O kıyafetin bir parçası mıydı yoksa iç çamaşırı mıydı anlayamadım ama gözümü tırmaladı.) Yani açık giyinmek uğruna bu kadar basit görünmeye gerek var mı? Tuğba Ekinci olayı ise tam bir fiyasko, rezalet...
Yani tören organizasyonu önemli ama törene iştirak edenlerin de daha özenli olması gerekiyor diye düşünüyorum ve Tarkan'ın törenlere katılmamasını şimdi daha iyi anlıyorum. Saygılarımla...."