BEHZAT Ç. uzun süredir üç kadın arasında bocalayıp duruyordu. Sonunda Savcı hanım, Behzat'a âşık olduğunu itiraf etti.
Son zamanlarda izlediğim en çarpıcı, en gerçek aşk diyaloğuydu:
SAVCI: Ben seni seviyorum. Behzat....
BEHZAT: Bilmiyordum...
SAVCI: Bilemezsin tabii... Sen sadece insanlar öldüğünde duygusallaşıyorsun. Senin duygu alanına girmek için ille de ölmek mi lazım? Dünyanın ekseni son depremde 12 santim kaydı Behzat... Sen bana bir santim bile yaklaşmadın. Çünkü saplantılısın sen...
BEHZAT: Bak ne güzel söyledin, evet saplantılıyım ben. Mutsuz oluruz biz. Hep kavga ederiz, mutsuz oluruz...
SAVCI: Tamam, mutsuz olalım... Ben seninle mutsuzluğa da varım...
İşte bu son cümle Behzat'ın dağılmasına yetti... İçkiye sarıldı, bocaladı, düşündü, derin nefes aldı ve... Karşısındaki kadına sarılıp öptü... Bundan sonrası, bugüne dek televizyon dizilerinde izlediğim en tutkulu, en gerçek ama 'bayağılaşmayan' sevişme sahnesiydi.
Tabu yıkmasıyla ünlü Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi, aşk konusunda da büyük bir tabuyu devirdi. Aşkın sadece 'mutlu olmak için' yaşanmayacağını son derece net bir ifade ile kafalarımıza soru çengeli olarak astı.