Okurumuz Mine Uzel, Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi dizisinde baş örtüsü mağduru üniversiteli bir genç kızın yer almasını demokrasi adına umut verici bir gelişme olarak değerlendiriyor:
"Uzun bir süre Almanya'da yaşadım. Türkler'in yoğunlukta olduğu bir bölgede yaşadığım için Alman televizyon kanallarını izlemeye ilk başladığımda, 'Burada yaşayan bu kadar Türk varken bu insanlar neden dizi veya filmlerinde Türkler'i de içine alan senaryolara yer vermezler?' diye düşünmeye başlamıştım. Sonuçta Türkler, Almanya'nın bir parçası olmuştu. Bir süre sonra yanıldığımı anladım.
Bazen kötüleyici mahiyette olsa da Almanlar, Türk tiplemelerinin yer aldığı dizi ve filmler yapıyordu.
Hatta son dönemlerde bu konuda ödül alan yapımlar dahi oldu. Bu projelerin bazısı negatif yönde bile olsa, onlar toplumlarının parçası olan bir milleti yok saymıyordu.
Kısa süre önce buraya döndüm ve şunu fark ettim ki bu ülkede hiçbir dizide, hatta dindar diye bilinen kanallarda bile baş örtüsü takan bir karaktere (köylü kızı tiplemeleri ve yaşlı kadınlar haricinde) yer verilmiyordu. Bu konuda dini kesimin çok önceden çektiği birkaç filmi ve baş örtüsü gerçeğini hiçbir şekilde yansıtamayacak Büşra filmini çıkarırsanız, sinemada da baş örtülü bir tipe rastlamak mümkün değildi.
Türkiye'nin bir zamanlar en çok izlenen dizisi Kurtlar Vadisi'nde müezzinin yaşını başını almış eşi bile Türkiye ölçütlerinde modern(?) görünmeliydi. Ve bu gece Behzat Ç'de durum değişti.
İlk defa, üstelik üniversitede baş örtüsü mağduru olan bir bayan karakter bir dizide temsil edildi. Hem de gayet normal bir insan olarak. Bu yüzden dizi ekibine sizin vasıtanızla teşekkür ediyorum.
İlk defa birileri en azından yok saymaktan vazgeçti.
İnşallah ilerleyen bölümlerde bu karakteri teşekkürümü kursağımda bırakacak abuk sabuk bir şekle sokmazlar..."