Lise yıllarında, Bakırköy Çamlık mahallesinde, Ülkü Sokak'taki Ülkü Bilardo Salonu tek eğlencemizdi.
Sinemaya paramız yetmediğinde ya da ağabeylerimiz yüzünden arkadaki arsada top oynama sırası bize gelmediğinde, doğruca bilardo salonunun yolunu tutardık.
Orada zayıf, incecik bıyıklı, sessiz, sakin bir delikanlı vardı. Ne zaman gitsek, onun oynadığı masanın etrafında yer olmazdı.
Ben amatör bir bilardo meraklısı olarak, bir mahalle futbolcusunun Maradona'yı seyrettiği gibi hayran hayran onun ellerine bakardım. Her vuruşundan sonra parmaklarımı şıklatmaktan ellerime kramp girerdi. (Bilardoda alkış yerine izleyiciler parmaklarını şıklatır.)
Sonradan duydum ki o genç, salonun sahibinden izin alıp orada sabahlarmış. Yeteneğini geliştirmek için... Salonun çalışanları sabah iş yerini açmaya geldiklerinde onu bilardo masalarından birinin üzerinde uyurken bulurlarmış...
Yıllar sonra o genç; Semih Saygıner, ulusal gururumuz oldu. Pek çok şampiyonada güçlü rakiplerini geride bırakıp birincilikler elde etti. Dünyayı kendine hayran bıraktı.
Onu daha sonra Şarkı Söylemek Lazım yarışmasının ilk sezonunda izledim. Partneri ve öğretmeni Yeliz ile beraber harika bir performans ortaya koydu. Bu sütunlarda 'Müzik işinin peşini sakın bırakma' diye yazdığımı hatırlıyorum.
İşte o Semih Saygıner'in ilk albümü Gizli Aşk'ı dinlediğimde bir kez daha parmaklarımı şıklattım.
Semih, Türk Sanat Müziği'nin muhteşem eserlerini seslendirmiş. Sanki benim favori şarkı listemi alıp albüm yapmış. Neler yok ki içinde?
Gizli aşk bu, söyleyemem derdimi hiç kimseye... Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini...
Söyle naz mı bu kaş çatış? Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım... Tadı yok sensiz geçen ne baharın ne yazın... Seninle bir sonbahar akşamıydı tanıştık... Ve daha niceleriyle albüm tam 'benlik' olmuş.
Ah bir de 'Sen kendine kendin gibi taze bahar seç' olsaymış, listem tamamlanacakmış. İnşallah o da ikinci albüme nasip olur. Semih'in Allah vergisi kadife gibi bir sesi var. Usul ve makam konusunda ders aldı mı bilmem, ama tekniği ortalamayı tutturmuş. Gençlere de hitap etmek kaygısıyla mı bilinmez, bazı düzenlemeler Türk Sanat Müziği normlarından uzağa savrulmuş. Ama Semih'te sanat müziğinin 'en hasını' söyleyecek gırtlak ve kulak var. Çekinme, utanma, tevazu gösterme Semih... Eminim sen klasikleri de en iyi şekilde okursun.
Semih'i hep toplara hükmederken izlemeye alışkındım. Ama gördüm ki, notalar arasında da enfes 'klepsler' çekiyor!
Yıllardır hepimizden sakladığın bu 'Gizli Aşk'ın peşini sakın bırakma kardeşim...