Aylardır bu sütunlarda yazıyorum, 'Polat'ın böyle yeteneksiz adamları varken, düşmana ihtiyacı yok' diye...
Vadi'ciler bu hafta yine ekran başında saçlarını başlarını yoldular. Memati, Abdülhey'i bilmem kaçıncı kez kandırdı, hırsa kapılıp, kişisel intikamının peşine düşünce, stratejik öneme sahip Ersoy Ulubey'i elinden kaçırdı. Üstelik, hem kendi hayatını hem kaçırılan gencin hayatını hem de Polat'ın ince planlarını tehlikeye sokmak pahasına...
Bu, ilk hata değildi. Daha önce de ekip, kendilerine teslim edilen bir kişiyi bile ellerinde tutamamış, ya kaçırmış ya kazayla vurmuş ya da başkaları tarafından öldürülmelerine mani olamamıştı. Yedi yılın sonunda Polat da nihayet gerçeği gördü ve Memati ile Abdülhey'i kapının önüne koydu.
Zaten bu ikisi olmasaydı, Polat çoktan Gladyo'yu filan süpürüp memleketi düze çıkarmıştı...
Peki onlarsız Vadi olur mu? Tabii ki olmaz. İkiliden önümüzdeki hafta kendilerini affettirecek bir 'bomba harekat' bekliyorum. Yoksa Ömer Baba'nın yanında caminin tuvaletlerini temizlemekten başka bir 'operasyona' katılamayacaklar!