Hani derler ya,
"Aşk, hiçbir matematik hesaba uymaz" diye... Yalan, külliyen yalan... Şimdi size bunu ispatlayacağım:
Muhteşem Yüzyıl dizisinin izleyicileri önceki akşam
Hürrem'in kızı
Mihrimah Sultan'ın doğumuna şahit oldular. Adı,
'güneş ve ayın birlikteliği' anlamına gelen o güzeller güzeli minik bebek, ileride herkesin hayran olduğu şahane bir genç kız olacak. Onun ateşe verdiği yürekler arasında
Diyarbakır Valisi Rüstem Paşa ile beraber
Mimar Sinan da yer alacak. Ama
Kanuni, kızını evli ve çoluk çocuk sahibi 50 yaşındaki
Sinan'a değil de
Rüstem Paşa'ya verecek. Ve
Koca Sinan, aşkına ulaşamamanın verdiği hüzünle kendini iyice sanatına adayacak.
Hikayenin gerisi ise şöyle:
Sinan, Saray'ın isteği üzerine 1540'ta
Üsküdar'a
Mihrimah Sultan Camii'ni inşa etmeye başlar. 1548'de bitirdiğinde, caminin silüetini gören herkes onu etekleri yerleri süpüren bir kadına benzetir. O kadın,
Mihrimah Sultan'dır.
Birkaç yıl sonra
Sinan bu kez kimsenin izni ve haberi olmadan
Edirnekapı'daki bir tepeye küçük, mütevazı bir cami daha inşa eder. 38 metrelik mütevazı minarenin kenarlarındaki işlemeler
Mihrimah Sultan'ın topuklarını döven uzun saçlarını resmeder adeta. Bir aşka adanmış, iki muhteşem anıt...
Gelecek yıl
21 Mart'ta, yani Mihrimah Sultan'ın doğum gününde, üşenmeyin,
Edinekapı ve
Üsküdar'daki camileri bir arada görebileceğiniz bir yere gidin. Gündüz ve gecenin eşitlendiği bu özel gecede Edirnekapı'daki caminin tek minaresinin arkasında kızıl bir tepsi gibi batan güneşi, aynı anda Üsküdar'daki caminin minaresinin fonunda ayın doğuşunu göreceksiniz.
Kim demiş,
"Aşk hiçbir matematik hesaba uymaz" diye? Yeter ki
Mimar Sinan'ın tutkusuna ve zekasına sahip olun...