Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Elimden, dilimden düşmeyenler

Son günlerde bir kitap ve iki CD adeta elime yapıştı, bırakamıyorum. CD'lerden biri, Nilüfer'in ünlü rock sanatçılarıyla birlikte seslendirdiği Nilüfer & 12 Düet albümü... Nilüfer'in usta bir icracı olarak Türk Pop Müziği'ne katkısı inkar edilemez. Ama yapısı gereği yıllardır pek konservatif davranır, statükoyu korumaya çalışırdı. Ondan büyük hamleler, keskin dönüşler, büyük çıkışlar beklenmezdi. Ta ki bu albümü yapana kadar... Bana göre bu çalışma, Nilüfer'in kendi adına attığı en büyük, en cesur müzik adımı. Unutulmaz Nilüfer (ve aslında Kayahan) şarkıları, Ozan Çolakoğlu'nun düzenlemeleriyle enfes rock tınılarına dönüşmüş. Önce bu 'sertliği' yadırgar gibi oluyorsunuz ama daha ikinci dinleyişte 'Tamamdır' diyorsunuz. Hele Şebnem Ferah ile beraber söylediği bir Erkekler Ağlamaz var ki, bana göre rockerlar için müziğin yeni kuzey yıldızı olur. İkinci CD ise Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun 50 yıl önce Nazım Hikmet'in sesinden kaydettiği şiirler... İki usta, bundan 50 yıl önce Paris'te buluşmuşlar. Bedri Rahmi, makaralı teybi çıkartıp, Nazım'ın şiirlerini kendi nefesinden kaydetmiş. Yapı Kredi Yayınları ve Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları da bu 'sırrı' 50 yıl sonra gün ışığına çıkarıp hem kitap hem de albüm şeklinde derleyerek, şiirseverlere sunmuşlar. Büyük İnsanlık-Kendi Sesinden Şiirler'de Nazım'ın bugüne kadar bilinmeyen iki şiiri de yer alıyor. Usta'nın mısralarını kendi soluğundan dinlemek gerçekten de büyük zevk. Bu arada Yapı Kredi'ye de İş Bankası'na da helal olsun. Söz konusu iki bankanın bir yandan çetin sermaye piyasasında kıyasıya rekabet ederken, diğer yandan bu dev kültür hizmeti için omuz omuza vermeleri ne kadar anlamlı, ne kadar şairane... Elimden düşürmediğim kitap ise Ahmet Ümit'in şiirlerinin yer aldığı Sokağın Zulası... Üstat ne güzel bir isim seçmiş kitabına... Malum, Ahmet Ümit öncelikle sokaklardan beslenen bir yazar ve şair. Bendeniz televizyona mahkum biri olarak, şu sıralar sokağı ancak onun şiirleriyle adımlayabiliyorum. Gerçekten de bana soluk aldırıyor. Son polisiye romanı İstanbul Hatırası'nda da aynı duyguyu hissetmiştim. Peki bir insan hem bu kadar zekice cinayet kurgulayıp hem nasıl bu denli nahif aşk şiirleri yazabiliyor? Neyse, o da Ahmet Ümit'in 'zulası' olsun!.. NOT: Bir televizyon eleştiri köşesinde müzik ve edebiyat ürünlerinin kritik edilmesini yadırgayanlar olabilir. Maksat, televizyon mahkumlarının ilgisini diğer alanlara yöneltebilmek. Bunun için bundan daha uygun bir yer olabilir mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA