Eskiden ne zaman nefes alma ihtiyacı hissetsem, kendimi Boğaz'da bir bankın üzerinde bulurdum. Ama şimdilerde denize bakmaya içim elvermiyor. Deniz değil, sanki çöp bidonu. Bazıları denizi hâlâ çöp öğütme makinesi sanıyor. Attığının ilelebet gözden kaybolacağına inanıyor. Oysa küçük çöpler, naylon poşetler, plastik kovalar, teneke kutular birleşip çevre felaketi olarak bize geri dönüyor. Ama gelin görün ki, dizilerimiz denizi çöp bidonu olarak gösteren 'kliplerle' dolu. Lale Devri'nde öfkeli âşık odaya giriyor. Sevgilisinin tüm eşyalarını yalıdan denize fırlatıyor. Öyle Bir Geçer Zaman ki'de Aylin, içinde özel eşyaları bulunan bavulunu hiç tereddüt etmeden denize atıyor... Diğer dizilerde kimi bira şişesini fırlatıyor denize, kimi içinde gizlice çekilmiş görüntüler bulunan CD'yi, kimi sigara izmaritini... Şair, "Derdimi ummana döktüm" derken, bunları kast etmemişti kuşkusuz...