Pazar akşamı televizyonculuk için bereketli bir gündü. Önce referanduma sonra basketbol maçına kilitlendik. Sonuçların halka ulaştırılması ve yorumlanmasında "Şu kanal öndeydi, bu gerideydi" gibi keskin hükümlere varmak kolay değildi. Hemen hepsi, benzer bir tarz ve tutarlılıkla referandum badiresini atlattılar. Grafik tasarım açısından en sade ama aynı zamanda en işyevsel ekran görüntüsü ise kesinlikle atv'ninkiydi. Sandıkların kapandığı andan itibaren ekranda bir "sancı" başladı. Yüksek Seçim Kurulu, sonuçlarla ilgili yayın yasağını önce 21.00 olarak açıkladı ama her zaman olduğu gibi bu süreden önce yasak kalktı. Kanallar yasağa uymak ama bir yandan da izleyicinin "ağzını sulandırmak" için adeta dört takla attılar. İçlerinde CNN Türk gibi her şeyi göze alıp, "erken davrananlar" da oldu. Ama bana kalırsa artık bu "yayın yasağı" komedisi sona erdirilmeli. Zira teknolojik gelişmeler artık her yasağın önünde koşuyor. Bırakın, herkes aldığı haberi izleyici ile paylaşsın. Eğer bir "spekülasyon" ya da "dezenformasyon" olursa, bunun faturasını ertesi gün RTÜK keser nasıl olsa. Artık, "Şu anda sonuçlar belli oldu. Bazı parti merkezlerinde sevinç, bazılarında hüzün var. Bilin bakalım, sevinenler kim oldu?" gibisinden yayıncılık garabetleri ortadan kalksın. Ekranda kabız olmuş gibi karın ağrısı çeken anchorman ve muhabir görmekten bıktık.