Ayşegül Uğur isimli okurumuz, ekranlarda sıkça dönen çay reklamının içeriğine takılmış. Şöyle diyor: "Merhaba Yüksel Bey, az önce reklamı izledim. Sinan Çetin duygulu bir sesle Mevlana'nın o güzelim dizelerini okumaya başladığında bir Mevlana aşığı olarak kendimden geçtim diyebilirim. Ama son cümlede 'Anadolu tercihini yaptı: D.... Çay' sözlerini duyunca soğuk duş etkisinde kaldım diyebilirim. Evet, reklamcıların ürünlerini satmak için tüketicilerin duygusallıklarıyla ve anlamlı buldukları şeylerle bağ kurduklarını biliyoruz. Ama Mevlana'nın bu manevi derinlikteki sözlerinin bir meta üründe kullanılması beni çok rahatsız etti. Her geçen gün maneviyatın metalaştırılmasından ve bunun en çok da reklamlar aracılığıyla bize sunulmasından çok rahatsızım. Bu reklam da bunun en acı örneklerinden biri olarak hafızamdaki yerini aldı. Lütfen köşenizde bu konuyu gündeme getirin. Mevlana sözleri, bir çay markasına konu edilemeyecek kadar değerlidir. Şimdiden teşekkür ederim."