Kanal D'nin internet sitesinde yapılan oylamada "Aşk-ı Memnu"nun Behlül'ü (Kıvanç Tatlıtuğ) dizilerdeki en duygusal erkek seçilmiş. Yahu nasıl olur? Bu Behlül dediğiniz, amcasının karısını ayartıp, sonra da gerçek açığa çıkmasın diye bu kez aynı evde kardeş gibi büyüdüğü kuzeni ile söz kesen adam değil mi? Bu kadar "planlı" bu denli "entrikalı" romantizm olur mu? Haydi diyelim ki, aşk gözünü kararttı. Peki o zaman niye "delikanlı gibi" sevdasının arkasında durmuyor da, elin günahsız kızına umut verip, dünyasını karartıyor? Bu nasıl bir romantizmdir ki, amcasının karşısında hep boynu bükük, süklüm püklüm kalıyor? Bihter ona her tırnağını gösterişinde, niye süt dökmüş kediye dönüyor? Romantik olmak, zaaf sahibi olmak değildir. Duygusallık, kader rüzgarının önünde yaprak olup, sağa sola savrulmak anlamına gelmez. Ayrıca salya sümük ağlayan her erkek, "duygusal" değildir... Ya milletin romantizm anlayışı değişti, ya da Kıvanç'ın yakışıklılığı, kadınların gözüne katarakt gibi indi!..