Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Dizilerin altın çağı bitti mi?

Bu soruyu ortaya atan, CNBC-e Business dergisi... Yapılan araştırmaya göre televizyon kanalları arasındaki çetin rekabet koşulları ve ekonomik kriz, dizi piyasasını kalbinden vurmuş görünüyor. Zira kriz öncesi 650 milyon dolara ulaşan iş hacmi, 350 milyon dolara kadar geriledi. Dizi sayısı azaldı, kanalların bölüm başına ödediği ücretler yüzde 50 düştü. Ödeme vadeleri iki haftadan altı aya çıktı. Sektöre yön veren 6 büyük kanalda, bu yıl yayına giren ya da geçen yıllardan devam eden 64 dizinin 26'sı yayından kaldırıldı. Kanalların izleyicilere beğendirmek için dizilere tanıdığı süre ise 5-6 haftadan 2-3 haftaya kadar gerilemiş durumda. Zorlu koşullara rağmen TV kanallarını ayakta tutan hala; diziler... Bu yüzden kanal yönetimleri prime time dahil, seyircinin en çok televizyon başında olduğu saatlere dizi koymaya devam ediyor. Bu dönemde dizi yapımlarında iki trend öne çıkıyor: Birincisi geçmişte olduğu gibi tanınmış oyuncuların yer aldığı iddialı yapımlar... İkincisi de genç oyuncuların yer aldığı ve daha az kişinin rol aldığı düşük maliyetli diziler... Ama görünen o ki, "dizi çılgınlığı" ekonomik yönden sektörün altını oyuyor. Dizinin yayınına son verilmesi yapımcılar için "dizisi kaldırıldı, başarısız oldu" imajını da aşan ağır maliyetlere yol açıyor. Yayınlanan bölümlerin ücretleri ödense bile dizinin hazırlık aşamasının giderleri yapımcıların üzerine kalıyor. Bu riski de her firma alamıyor ancak finansman gücü yüksek yapımcılar cesaret edebiliyor. Peki ya bundan sonra... Her şey iyi gider, ekonomi yeniden büyümeye başlarsa dizi sektöründe durum ne olur? Yapımcılar, dizilerin televizyonculuğun ayrılmaz bir parçası olduğunu düşünüyor. Bu nedenle var olmaya devam edecek. Ancak yapımcı ve yönetmen Osman Sınav, kriz öncesi parlak yılları bir kez daha yakalamanın zor olduğu görüşünde: "Dizi sektörünün altın çağı geride kaldı. Hepimiz hesaplarımızı ona göre yapmalıyız. Kriz tamamen bitse, ekonomi yeniden büyümeye başlasa bile o altın çağı yakalamak zor. Kanalları halen; diziler taşıyor, taşıyacak da... Ama artık önümüzde yeni bir dönem, yeni koşullar var" diyor. Derginin Ocak ayı sayısında yer alan araştırma, televizyon sektörünün geleceği açısından son derece önemli tespitler içeriyor. Bu köşede kanalların sadece dizilere bel bağlayarak yayıncılık yapmasını hep eleştirdim. Televizyonculuğun "tak kaseti seyrettir vatandaşa" türünden "videoculuk" haline dönüştüğünü, sektörde "yaratıcılığın" dibe vurduğunu söyleyip, durdum. "Bir musibet, bin nasihatten iyidir" derler. Belki de ülkede "gerçek televizyonculuğun" keşfedilmesi için böyle bir krize ihtiyaç vardı...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA