Kapalıçarşı dizisindeki sokak çocuğunun durumu fena halde kafama takıldı. Dizide halıcının kapkaç yaparken yakaladığı küçük kızı polise teslim etmek gerekirken, önce dükkana getirip, oradan da evlerine götürmeleri ve bir gece ağırladıktan sonra ertesi gün karakola haber vermeleri "örnek" bir davranış değildi. Zira eğer o çocuk kayıpsa ve ailesi tarafından aranıyorsa ya da bir gasp çetesinin tuzağına düşmüşse ilk iş olarak polise durumu bildirmek gerekir. Türkiye 10 gündür Kayseri'de kaybolan üç çocuk için endişeli bir bekleyiş içinde. Müge Anlı'nın programında her sabah o ailelerin üzüntüsünü, tedirginliğini görüp, kahroluyorum. Çocuğundan haber bekleyen bir aile için bırakın bir günü, bir saat bile çok önemli. Velhasıl, siz dizi karakterlerinin "rahatlığına" aldanmayın. Benzer bir durumla karşılaştığınızda hemen polise haber verin. Hepsi bu kadar da değil. Bir "potansiyel" tehlike daha var. Bu diziyi izleyenler, sokakta dilendirdikleri, mendil sattırdıkları bütün çocukları "yeni bir umutla" Kapalıçarşı'ya göndermezler mi? Cüzdan aşırmakta kullanılan bütün "minik parmak sahipleri" Kapalıçarşı'ya doluşmaz mı?