Cumartesi gecesi Show Haber öncesinde ve sırasında sürekli altyazılar geçiyor: "Türk doktorları mide kanserini yendi!.." Haber bülteni başlıyor. Birinci haber değil, ikinci, üçüncü, dördüncü sırada da yok... "Kansere çare" haberinin anonsu alttan geçip duruyor ama bir türlü ekrana gelmiyor. Nihayet, bültenin sonlarına doğru yayınlanıyor. (Bülten 18.40'da başladı, "Kansere çare" haberi yayınlandığında saatler 19.27'yi gösteriyordu.) Yahu bu nasıl bir umut tacirliğidir?.. Binlerce kanser hastasının ve onların yakınlarının "umutla" bekledikleri böyle bir haberi nasıl olur da "Bültenin tamamı izlensin" kaygısıyla en sona koyarsınız? Hadi bir "son dakika"gelişmesi olsa, diyeceğim ki, "Haberin hazırlanmasını bekliyorlar..." Hayır, öyle bir şey de yok. Maksat, bültenin sonuna dek ilgiyi canlı tutabilmek. "İnsan yaşamına saygı" kriterinden vazgeçtim, nerede kendi mesleğinize saygı? Nerede iletişim fakültelerinde öğretilen "haber hiyerarşisi" kuralı? Kanalizasyon kapağına kızıp, belediyecilerin kulağını ısıran adamın haberi mi önemli, yoksa binlerce kanser hastasına sevinç çığlığı attıracak, onları yeniden hayata bağlayacak "çare" haberi mi? Allah kimseyi kanser gibi bir hastalıkla imtihan etmesin. Bir derdi anlamak için ille de o derde düşmek gerekmez. Ben, uzaktan da olsa, bu hastalığa yakalananların ve onların yakınlarının nasıl her umuda dört elle sarıldıklarını gözlemleyebiliyorum. Zaman zaman kendimi onların yerine koyup, yaşadıklarını duyumsamaya çalışıyorum. Tabii ki çeken bilir ama en azından onları anlamaya uğraşıyorum. O hastalar açısından en küçük bir haberin bile ne kadar değerli olduğunu fark edebilmek için ille de kansere yakalanmaya gerek yok. O haberi sona saklayanlar -Allah göstermesin- kanser hastası olsalardı, acaba bu bülteni izlerken neler hissederlerdi? Doğrusu çok merak ediyorum..