atv'nin yeni dizisi 'ES-ES' ekranlarda pek çok kez denenen 'Kent soylular ile varoşlarda yaşayan gençlik arasındaki sınıf çatışması' konusuna farklı bir bakış açısı getirmeye çalışıyor. Bu dizi tutarsa, bunda iki önemli faktör rol oynayacak. Birincisi; Erdal Beşikçioğlu'nun rafine oyunculuğu, ikincisi; dizinin şahane müzikleri... Önce 'Vali' ardından bir 'Çeçen komutanı' olarak birbirinden çok farklı iki karakteri başarıyla ekrana taşıyan Beşikçiğlu'nun bu kez üzerine giydiği idealist mimar kostümü de hiç potluk yapmıyor. İlk bölümdeki otomobil çalma ve kovalamaca sahnelerindeki riski ise belirtmeden geçemeyeceğim. Zira 'marka değerlerinin korunması' açısından yönetmenlere uyarı niteliği taşıyacağına ve bundan sonraki çalışmalarında rehberlik edeceğine inanıyorum. Efendim, otomobil hırsızları bir arabayı gözlerine kestiriyorlar. Arabanın markası, modeli açıkça belli oluyor. Hırsız, sadece bir tel yardımıyla aracın kapısını açıp, direksiyonun altındaki iki kabloyu birbirine değdirerek aracı çalıştırıyor. Ünlü marka, güvenlik için trilyonlar harcaya dursun, reklam kampanyalarına milyonlarca Euro akıtsın ve bir televizyon dizisinde madara olsun!.. Olacak şey mi? Ama bu da yetmiyor. Bizim o lüks otomobil, takip sahnesinde ticari araçtan bozma ekip otosu ile otobanda başa baş gidiyor ve sonunda yakalanıyor! Firma yöneticilerinin ve o model otomobile binlerce Euro para verip, kullananların o anda neler hissettiğini merak ediyorum doğrusu...