GENİŞ Aile dizisi, ekranların kurak yaz döneminde keyifle izlediğim yapımlardan biri... Hem iyi yazılıyor, hem de iyi oynanıp iyi çekiliyor. Dizinin arasına ustaca serpiştirilen sosyal mesajlar da cabası... Bu kez iki liseli genç okulun bahçesinde sohbet ediyorlardı. Biri, az ileride duran genç kızı işaret ederek, "Dün chat'te ona gülücük attım. (Bu 'gülücük' dedikleri yuvarlak sarı zemin üzerine gülümseyen surat ikonu ya da :) şeklinde işaret) O da beni titretti. (Bu da bir sanal jest) Bu akşam da kamera açacağız." (Kamera açmak, internet üzerinden görüntülü konuşmak anlamına geliyor) Bunları dinleyen delikanlı, arkadaşına sordu: "E, niye şimdi karşılıklı konuşmuyorsunuz ki?" İşte müthiş bir toplumsal saptama... Günümüz gençliği gülmüyor, gülücük atıyor. Dokunmuyor, titretiyor. Konuşmuyor, mesaj atıyor. Yüz yüze bakmıyor, kamera açıyor. Bir sonraki sahnede, birbirine aşık iki liseli, okul bahçesinde aralarında sadece 10 metre mesafe varken birbirlerine cep telefonu ile mesaj atıyorlardı... Gençlere bir ağabey tavsiyesi: Hayatta sanal aşk kadar banal aşk yoktur! Siz iyisi mi tuşlara değil, hayata dokunmaya bakın.