Kurtlar Vadisi'nde bu hafta yayınlanan 'gazete yedirme' sahnesi, basın özgürlüğü adına son derece 'tehlikeli' mesajlar içeriyordu. Memati, beğenmediği haberi yazan gazetenin müdürüne o gazeteyi yediriyordu. Gazeteci, "Bir yanlışlık varsa, tekzip yayınlarız" demesine rağmen, Memati eyleminde kararlıydı. "O zaten Allah'ın emri, sen ye bakalım şimdi şu yazdıklarını" diyerek sayfaları tek tek yutturuyordu. Olaya şahit olan sekreter durumu gazete patronuna bildiriyor. Patron, "Bırak yesin kızım. Gazeteyi o çıkarmıyor mu? Bu sefer de başka yerinden çıkarsın" diyordu. Bu sahnenin, Pana Film ve Kurtlar Vadisi Pusu hakkında bazı gazetelerin ve köşe yazarlarının 'Ergenekon bağlantısı' üzerine yazılar döşendikleri bir döneme rast gelmesi manidardı. Vadiciler bu sahne ile, bugüne kadar haklarında olumsuz yazan pek çok gazeteciden intikam alıyor gibiydiler. Bir başka ilginç rastlantı ise Aydın Kuşadası Gazeteciler Derneği Başkanı Zafer Hacısalihoğlu'nun, Kurtlar Vadisi: Pusu'daki 'gazete yedirme' sahnesinden birkaç gün sonra silahlı saldırıya uğramasıydı. Bu saldırıyı tamamen 'Kurtlar Vadisi Pusu'nun mesajına bağlamak, haksızlık olur tabii. Ama ortamın davul zarı gibi gerildiği şu günlerde herkes yasa dışına çıkmak, kendi adaletini sağlamak için 'bahane' arıyor. Yazı yazarken de dizi çekerken de bu 'hassasiyeti' aklımızdan asla çıkarmayalım...