Tıpkı Benjamin Button filmindeki gibi 'geriye doğru yaşlanan' yani yaşlanacağına gençleşenleri gerçek hayatta da görünce içim umut doluyor. Sevgili Savaş Ay'ın 'Fısıltı Gazetesi' başlığıyla atv Ana Haber Bülteni'ne düşürdüğü enfes haberlerden biri de mutluluğu 80 yaşında Kayseri'deki bir huzurevinde bulup, evlenen Mustafa Dede ile Şaziye Nine'nin macerası idi. Hikayelerini öyle şirin ifadelerle anlattılar ki, izlemeye doyamadım. Şaziye Nine, gönlünü Mustafa Dede'ye kaptırdığında evliymiş. 7 ay boyunca boşanma işlemlerini beklemişler. Mustafa Dede dedi ki, "Sağ olsun bizim müdür bize anlayış gösterdi. Beraber gezmemize ses çıkarmadı. Ama birbirimizin odasına girmememizi öğütledi. 'Sizler şerefli, namuslu insanlarsınız, laf olur sonra' dedi." Araya Şaziye Nine girdi; "Ama biz birbirimizin odasına girdik. Yani oturup, çay-kahve filan içtik odada..." Bizim muzip ustamız Savaş Ay hınzırca söze karıştı: "Peki gerdeğe ne zaman girdiniz?" Tonton dede ile pamuk nine, mahcubiyetten kızaran yanaklarıyla kekelediler: "Ee, şeyy, evlendikten sonra tabii..." 80 yaşındayken insanların kalplerinin yalnızca yüksek tansiyondan değil, aşktan dolayı da 'pırpır etmesi' ne güzel... Hazır söz Benjamin Button'dan açılmışken, Savaş Ay da meslekte geriye doğru yaşlanıyor. Her geçen yıl, yüzüne genç bir muhabirin heyecanlı çehresi hakim oluyor. Sen yeter ki fısılda üstat... Sesin buradan öyle gür duyuluyor ki...