atv izleyicileri Ali Kırca'nın ayrılmasından sonra ne zaman ana haber bültenini açsalar, karşılarında Şebnem Küçük Sunar'ı görüyorlar. Cumartesi, pazar dahil... Herkes gibi ben de Şebnem'in çalışma azmine, fedakarlığına, direncine şapka çıkartıyorum. 7 gün 24 saat haberle boğuşmak öyle her babayiğidin harcı değildir. Gazetecilik yapanlar ne demek istediğimi daha iyi anlayacaktır. Zira gündemi yoğurmak ve gündemle yoğrulmak müthiş bir enerji ve motivasyon gerektirir. Hele ki, "marka" bir ismin ardından koltuğa oturmuş ve karşınızda Ali Kırca, Mehmet Ali Birand, Fatih Altaylı (ve yakında Uğur Dündar) gibi isimlerle reyting savaşına tutuşmuşsanız... Bazen, filizlerin gün yüzüne ulaşması için "taşların yerinden oynaması" gerekir. En verimli topraklar ise yanardağ patlamalarının ateşe boğduğu coğrafyalardır. Kor alevden lav akıntıları, yıllar sonra eskisinden daha yeşil bitkilerin kök salacağı yeni ve çok daha mümbit bir toprağı hazırlar. Umarım, Yaşar Gürsoy'un kaptanlığında sadece 7 kişilik mütevazı kadrosuyla devler arenasında kılıç sallayan atv Ana Haber ve onun fedakar sunucusu Şebnem Küçük Sunar için taşlar tam zamanında oynamıştır. Kim bilir belki de atv ana haber, yakında anchorman olarak bir ağır topu ekrana sürer. Ve bakarsınız Şebnem Küçük Sunar da o her zamanki tevazusu ile yeniden sözde "küçük" haberleri sunmaya başlar. Ama ben Şebnem'i daima kanalının en zor günlerinde haftada 7 gün haber sunan Küçük soyadlı "büyük" haber spikeri olarak hatırlayacağım.