Jetlerimiz neredeyse her gün PKK kamplarına bomba yağdırırken, kara birliklerimiz eşkıyayı ininde kıstırırken, bölücülere karşı mücadelenin bir başka cephesi de ekranlarda açıldı. Bu sezonun dizilerinin hedefinde de terör örgütleri var. Show TV'deki Kurtlar Vadisi: Pusu, eşkıyanın nasıl dağdan, büyük kente indiğinin altını çiziyor. Özellikle uyuşturucu ve silah kaçakçılığından örgüt kasasına nasıl büyük paralar girdiğini anlatıyor. Star'daki Köprü dizisi ise idealist bir vali ile onun etrafında birleşen vatansever insanların bölücülere karşı verdiği mücadeleyi ve yıllardır ihmal edilen bölge halkının nasıl kazanılacağını "Gidemediğin yer, senin değildir" sloganının eşliğinde ekranlara taşıyor. atv'nin Gazi dizisi ise bir yandan kahramanların göğsüne yeni şeref madalyaları takarken, diğer yandan bölge halklarının "insanlık paydasında" buluşmasına yönelik önemli mesajlar veriyor. Çok yakında Show TV ekranlarında izleyici ile buluşacak olan Pars: Narkoterör dizisi de PKK ile uyuşturucu ticareti arasındaki ilişkiyi tüm gerçekliği ve dehşetiyle gözlerimizin önüne sermeye hazırlanıyor. Bu arada Arena, 32.Gün, Objektif, Muhabir, Haber Özel, Deşifre gibi haber programları da terör örgütlerinin kirli ilişkilerini, para kaynaklarını ve beyin yıkama faaliyetlerini "belgeleriyle" ortaya koymak için adeta birbirleriyle yarışıyorlar. Hep söylerim, televizyon öncelikle bir kitle iletişim aracıdır. Terör ile mücadelede en etkin mecralardan biri olan televizyonun bu gücü sonuna kadar kullanılmalıdır. Ancak burada "hassas bir denge"nin de korunması gerekir. İşin içine hamaset girerse, sapla saman birbirine karışır. Terörü sadece "etnik kökene" dayandıran televizyon dizileri ve programları; bilinçsiz kamplaşmalara, gözü kara kitle eylemlerine ve masum insanların birbirine düşman edilmesine yol açmamalıdır. Aman dikkat!..