CEM Özer'in Laf Lafı Açıyor programının ekrana dönmesi için en fazla kalem oynatanlardan biriydim. Çünkü Cem'in ideal bir ekran konuşmacısı olduğuna, Türk televizyonculuğunun matematiğini çözdüğüne inananlardandım. Sonunda "muradıma" erdim!.. Bugün ekranda bu kadar başarılı şovmenler varsa, büyük bölümü Cem'in başarısından cesaret aldıkları için oradadırlar. Cem, ilk programında aşırı heyecanına rağmen tüm "dehasını" ortaya koydu. "Kaç yıl geçti aradan" şarkısıyla desteklenen giriş bandı muhteşemdi. Hele Cenk Koray anısına hazırlanan bölüme bayıldım. Ama bana göre Cem'in en büyük şansı, "uğurum" dediği Müjdat Gezen'in konukluğuydu. Bunun uğur ile ilgisi yok. Allah her programcıya Müjdat Gezen gibi konuk nasip eylesin. Sohbetin tıkandığı yerlerde öyle güzel tüneller kazıyor ki, insan ekrana kilitlenip, kalıyor. Osman Yağmurdereli gibi bir muhabbet aşığının, Funda Arar gibi bir "canlı performans" ustasının konuk seçilmesi de Cem'in bu konudaki yetenek ve ileri görüşlülüğünün kanıtı gibiydi. Tabii Cem'in "televizyon cambazlıklarını" sobe'lemek de yine bendenize düştü. Cem, Funda Arar'ı şarkı söylemeye davet ederken, hiç böyle bir hazırlık yokmuş gibi davranıp, "Bak, orkestramız senin için bir sürpriz hazırladı" dedi. Ama daha sonra konuğuna mikrofonunu uzatırken, "Senin prova yaptığın bu mikrofondu değil mi?" deyiverdi. Eh, ne yapalım, adımız "eleştirmene" çıkmış bir kere... Bir çimdik atmasak, şanımıza yakışmaz! Ben ekranların en eski "yeni" programı Laf Lafı Açıyor'un cuma akşamlarımıza renk katacağına inanıyorum. Yeniden hoş geldin Cem. Cümlelerin hiç tıkanmasın, laf lafı açsın, dursun!