KULAĞIMIN içi kir, pas tutmuştu. "Stüdyo" şarkıcılarının gündüz kuşağı programlarında şarkı söylemeye çalışırken ses yerine çıkarttıkları cızırtılardan, şarkı söylemeye heveslenen mankenlerin tuhaf bağırtılarından, "çıs tak" makamındaki ticari piyasa şarkılarından neredeyse orta kulak iltihabı olacaktım!.. İyi olacak hastanın doktor ayağına gelirmiş. Aynen öyle oldu. "Doktor" imdada yetişti. Hangi doktor mu? Tabii ki Dr. Ferhat Göçer... Bir süredir otomobilime bindiğimde elim emniyet kemerinden önce CD çalara gidiyor. Ferhat Göçer'in Yolun Açık Olsun albümüyle gerçekten de yolum açık, yüreğim ferah oluyor. Albüm değil de sanki kulak temizleme çubuğu... Hem kulağımın, hem ruhumun tüm kirini pasını bir anda temizleyiveriyor. Sezen Aksu'nun verdiği yürekten destek, albümü çok "özel" kılmış. Tabii Ozan Doğulu'nun müthiş düzenlemeleri ve Hüsnü Şenlendirici'nin sihirli nefesi de... Albümde enstrümanlar öyle ustaca çalınmış ve o kadar dengeli bir şekilde mikslenmiş ki, neredeyse Ferhat'ın o muazzam sesi bile "senfoninin tamamlayıcı unsuru" gibi büyük bir tevazu ile kenara çekilivermiş. Albüme adını veren "Yolun Açık Olsun" tek kelime ile harika. Ama benim yüreğimi çalan Sıla Gençoğlu'nun Vur Kadehi Ustam şarkısına yazdığı sözler oldu: "İki satırlık adamları musallat ettik ömrümüze, bu kadar dibe vurmamız bundandır..." Benden size naçizane tavsiye: İki satırlık adamların sizi üzmesine izin vermeyin. Yalnızca değer verdikleriniz sizi kırabilsin!..