OKURUMUZ Müge Ayaşlı, dedektif gibi Binbir Gece'deki Şehrazat'ın peşine düşmüş. "Aslında..." diyor, "sorumun muhatabı siz değilsiniz. Ama Binbir Gece'nin yapımcılarına üç kez e-mail göndermeme rağmen beni yanıtlamadılar. Belki size cevap verirler..." Ayaşlı'nın sorusu şöyle: "Şehrazat, oğluna ilik nakli yaptırmak için Azeri bir bayanla hastane aracılığı ile anlaşır. Doktor Şehrazat'a eğer parayı hafta sonuna kadar getirmezse donörün (vericinin) iliği başkasına vereceğini söyler. Bunun üzerine kayınpederinden para alamayan Şehrazat, Onur ile alelacele ilişkiye girer. Ve ertesi sabah perişan bir halde hastaneye parayı yetiştirir ki, donör iliği başkasına vermesin. Bu işlemin maliyeti de 200 bin dolardır. Buraya kadar tamam. Sonra donör Türkiye'de kalır. Parasızlıktan ülkesine dönemediği için... Peki ama para almadan ilik vermeyen bir kadın, parayı almasına rağmen neden bu kadar parasız? Neden Şehrazat ona acıyor ve zarf içinde masaya para bırakıyor? O aslında iliğini satmış ve para kazanmış bir kadın değil mi? Hani aldığı da az para değil ki... Bu parasızlık neden?" Hakikaten yahu, bu Mihriban kardeşi kim soydu acaba? Bu aralar memleketteki yabancı uyrukluların başına gelmedik kalmadı. Biri de Mihriban'ı mı hedef seçti acaba? Eh, elçiye zeval olmaz. Yanıt gelirse, bu köşede yayınlayacağım.