Bu sütunlarda çokça yazdım. "Maçları anlatan spikerler, röportaj yapan muhabirler için izleyiciden yalıtılmış bölümler yapılmalı. Yoksa rezalet çıkacak" dedim. Sonunda yine oldu... Cumartesi günü Trabzonspor-Galatasaray maçının ardından NTV muhabiri, spor yazarı Ahmet Çakır'la röportaj yapıyordu. O sırada arkadaki taraftarlardan biri Ahmet Çakır'a laf attı. Ortalık bir anda karıştı. "Hepiniz şerefsizsiniz" diyen fanatik taraftarın sözleri, diğer hakaret ve küfürlerle birlikte canlı yayınla odalarımıza doldu. Sonradan öğrendim ki, olaylar bununla da bitmemiş. Önce Galatasaray Teknik Direktörü Hagi'nin, daha sonra da Trabzonspor'un hocası Ziya Doğan'ın basın toplantılarında "provakatif" sorular soran bir kişiyi fark etmişler. Hangi gazetede çalıştığını sormuşlar, yanıt verememiş. Yani bir fanatik, basın toplantısına "sızmış"... (Geçen yıl da benzer olaylar yaşanmıştı. Demek ki ders alınmamış) Peki ya bu fanatikler, işi iyice ileri götürseler, sözle yetinmeyip, "fiili" saldırıya geçseler, insanlar ölse, yaralansa bunu hesabını kim verecek? Yetkililere bir kez daha -Allah korusun- diyerek, soruyorum: Bir canlı yayında bize naklen cinayet izlettikten sonra mı önlem alacaksınız?
AVRUPA'DA KOLAY MI?
Dünyanın hiçbir yerinde maç çıkışı seyircinin orta yerinde spor yazarları, yöneticiler, teknik adamlar ve futbolcularla canlı yayın röportajları yapılmaz. Çünkü yapılamaz! Bir kere o statlarda basın ve şeref tribünlerinin giriş-çıkışları, taraftarların maç izledikleri bölümden hem fiziki engellerle hem de güvenlik elemanlarıyla "kesin olarak" ayrılmıştır. Siz, hiçbir Alman televizyonunda teknik direktör görüş bildirirken, arkasında yakınlarına el sallayan birini gördünüz mü? Orada özel basın merkezleri vardır. Yaka kartı bulunan görevli basın mensupları dışında, kimse oraya adım atamaz. Röportaj yapılacak saatler, mekanlar ve kişiler önceden tespit edilmiştir. Bu kuralları asla ihlal edemezsiniz. Stat kapısında röportaj yapmak şöyle dursun, adamların yanına bile yaklaşamazsınız. Zira onların giriş-çıkış yapacakları yerler, hatta otoparkları bile ayrılmıştır. Otomobillerine binene kadar herkesten yalıtılmış haldedirler. Bizde bırakın röportaj yapılacak özel alanları, pek çok statta spikerlerin canlı yayında maçı anlattıkları özel kabinleri bile yoktur. Örneğin İstanbul Bayrampaşa Stadı'nda ki Süper Lig ekiplerinden İstanbulspor maçlarını burada oynamaktadır- spikerler maçları seyircilerin arasında anlatmaktadır. Bir taraftarın maç sırasında spikerin elinde bulunan kağıdı çekiştirip, "Ağbi şu takım kadrolarına bir bakabilir miyim?" dediği bile olmuştur!.. Bu konuda kimse sorumluluğu birbirinin üzerine atmaya kalkmasın. Beden Terbiyesi, İçişleri Bakanlığı, TSYD ve kulüp yöneticileri bir an önce ortak bir toplantıyla konuyu masaya yatırmak ve önlem almak zorunda. NTV'deki olay, daha büyük felaketlerin habercisi olarak algılanmalı. Yoksa... Gerisini düşünmek bile istemiyorum.