Önceki gece yeni dans gösterisi "Night of the Sultans-Pandora's Legend" (Sultanların Gecesi-Pandora Efsanesi) adlı şovun galası için Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'ndaydım. Peşin peşin söyleyeyim: O gece bu organizasyona davetli olup da oraya gelmeyenler, çok şey kaçırdılar. (Özellikle de devlet erkanı için ayrılan ilk üç sıranın boş olmasına hiç şaşırmadım. Mutlaka çok daha önemli işleri vardı)
MUHTEŞEM BİR SENTEZ
Büyülenmiş gözlerle sahneye baktığım o bir buçuk saatlik süre içinde kendimi "mutlu azınlık" olarak hissettim. "Çok şey kaçırdılar" diyorum, çünkü gösteri Türkiye'den önce Almanya, Belçika ve İsviçre'yi kapsayan bir Avrupa turnesine çıkıyor. Yani eğer bu gösteriyi yurtdışında izleme olanağınız yoksa, Mayıs 2005'e kadar bekleyeceksiniz. Gösteri, mitolojik öykü Pandora'nın Kutusu'nu, geleneksel Türk Halk Dansları'nın modernize edilmiş haliyle izleyicilere sunuyor. Prometheus ve Pandora'nın acıklı öyküsüne Tekirdağ Karşılaması, Çiftetelli, Kaşık Havası, Şeyh Şamil ve Horon eşlik ediyor. Geri planda bilgisayar teknolojisinin en son yeniliklerinden yararlanılarak oluşturulmuş görsel efektlerin kullanıldığı inanılmaz bir animasyon var. Malum, Prometheus, tanrı Zeus tarafından Kafkasya'da ciğerleri kartallar tarafından yenilmek üzere zincire vuruluyor ya, işte o Kafkasya'- nın yöresel müziğini, vurmalı sazlar eşliğinde sunan öyle özel bir orkestra var ki, dakikalarca ayakta alkışlanıyor. Hele o 9 yaşındaki kemancı kız yok mu...
BROADWAY'E KADAR GİDER
Bence yabancılar bu şov karşısında büyülenecek. Bir yanda yabancısı olmadıkları bir mitolojik öykü, diğer yanda belki de hayatlarında ilk kez karşılaştıkları dans figürleri ve otantik müzik. Eminim ki bu gösteri sadece Avrupa ile sınırlı kalmayacak. Belki de gelecek yıllarda Broadway'in en fazla ilgi gören yabancı müzikallerinden biri olacak. Keşke bu gösterinin önemli bölümleri bir televizyonda özel program halinde yayınlanabilse... "Sultanların Gecesi"ne Paul McCartney, Michael Jackson, Rolling Stones, Rod Stewart, Tina Turner, Bon Jovi gibi bir çok ünlünün turnelerini düzenleyen Marcel Avram prodüktör olarak imza atmış. Alman yönetmen Rufus Beck'in önderliğinde Manuel Joel Mandon, Kader Kesek ve Musa Gökhan Ayatar senaryo için aylarca ter akıtmış. Kader Kesek'in müzikleri ve Cemil Özen'in koreografisi nefes kesecek türden. 80 dansçıdan 18 tanesi "Anadolu Ateşi" orijinli. Baş karakterler; Musa Gökhan Ayatlar (Prometheus), Mehtap Fidan (Pandora) ve Osman Karpat Deviren (Hephaistos) sahnede devleşiyorlar. Ve Hasan Yalnızoğlu.... "Anadolu Ateşi"nin afişlerindeki "sürmeli gözlü dazlak adam" olarak tanıdığımız Yalnızoğlu, bu kez "Karanlığın Prensi" performansıyla uluslararası bir sanatçı olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini herkese gösteriyor.
BIRAKIN ÇOĞALSINLAR
Ancak duyduğuma göre, "Anadolu Ateşi"nin yaratıcısı Mustafa Erdoğan, bu projenin hayata geçirilmesine karşı çıkmış. Engel olmamış ama biraz gönül koymuş. Gerçekten de gösteri, "Anadolu Ateşi"nden belirgin izler taşıyor. Ama bunun için üzüntü ya da endişe duymaya gerek yok. "Anadolu Ateşi"nin bu toprakların öz kültürünü batıya ulaştırmak için üstlenilen önemli bir misyonun ucunu tutuşturduğunu artık herkes biliyor. Bırakın o ateşten doğan yeni alevler, yeni gösterilerle, yeni insanların yüreğini sıcacık etsin. Bunun kime, ne zararı olabilir ki?