Onlar yıllarca eleştiri oklarının hedefi oldu. Çoğu zaman "televizyonculuğu sulandırmakla" suçlandılar. Oysa hayat sadece siyah ile beyazdan ibaret değildi. Onlar ekrana gökkuşağının tonlarını taşıdılar. Kimlerden mi söz ediyorum? Hakan Aygün, Mesut Yar, Taki Doğan ve Saadettin Teksoy'dan... Hepsi de "haberin tam ortasından" gelmişlerdi. Kendi tarzlarını yarattılar. Gündemin peşinde koşmak yerine kendi gündemlerini oluşturdular. Tıpkı Hakan Aygün gibi... Gece haberleri sırasında Aysel Gürel zıplayıp da Hakan Aygün'ün kucağına oturduğunda yer yerinden oynadı. "Böyle de haber bülteni olur muymuş?" diye... "Canlı yayında hipnozla orgazm olan kadın görüntüsü" de yine "Gecelerin Hakan'ına" nasip oldu! Hakan Aygün şimdilerde Flash TV'nin ana haber bültenini yine o kendine has yorumuyla sunuyor. Mesut Yar da 150 kişilik bir orkestrayı gece haberleri stüdyosuna sığdıracak kadar maharetliydi. Saadettin Teksoy ise son günlerde zirve yapan gizemli programların ilk harcını koyanlardandır. Şöhreti, sınırlarımızı aşmıştır. Türkiye'deki en ünlü işaret parmağı onunkidir. (Pardon, bir de Mehmet Ali Erbil'inki vardı)
TAKİ DOĞAN EFSANESİ
Ve Taki Doğan... Mesleğe spor muhabiri olarak başlayan, sonra Meclis haberlerine yönelen, şimdilerde Habertürk ekranlarında Ankara'nın nabzını tutan Doğan, siyasetin magazin yönünü en sevimli ve en "kendi tarzında" ekrana aktaran isimdir. Öyle ki, Türkiye'de en çok eleştirilen kişiler olan milletvekilleri bile Taki Doğan sayesinde "sempatik" hale gelebilmiştir. Hakan Aygün, son günlerde keyifle okuduğum kitabı "Açıklıyorum: Kral Çıplak" ta Taki Doğan efsanesinin nasıl doğduğunu anlatırken, "Ama Taki'yi tutmak zordur" diye eklemeyi de ihmal etmiyor. İşte o kitaptan bir alıntı: Taki Doğan enteresandır. Kontrol etmeye bir adam gerekir. Öyle ki; ben gece Taki'yle güya Ankara'dan bir konuda telefon bağlantısı yapıyorum. Sabah gazetede önümde bir haber: "Kumkapı'da dün gece aralarında Taki Doğan'ın da bulunduğu bazı gazeteciler kurşunlandı." Yahu Taki sen dün gece Ankara'da değil miydin? Taki bizi uyutmuş... İstanbul'dan Ankara bağlantısı yapmış. Kim ne derse desin, onlarsız bir ekran, televizyonun siyah-beyaz günlerinden bile daha renksiz olurdu.