SON günlerde caddelerde müzik aleti taşıyan gençler dikkatimi çekmeye başladı. Acaba elinde gitar, ud, bağlama taşıyan gençlerin sayısı mı arttı, yoksa jüri üyesi olduktan sonra bu detay benim daha mı fazla dikkatimi çeker oldu? Tam bu soruya yanıt ararken, Zonguldak'tan bir okuyucum aradı. "Akademi Türkiye" yarışmasını büyük bir keyifle izlediğini, özellikle Özgür, Barış, Tolga, Cenk gibi hem şarkı söyleyip, hem enstrüman çalabilen adayların gece yarısı evde verdikleri mini konserleri kaçırmadığını ifade etti. (Her ne kadar bu aralar mtv'deki canlı yayınların süresi azalsa da!) Okurumuz, Zonguldak'ta neredeyse tüm gençlerin ellerinden gitarı düşürmediklerini, enstrüman satışlarında patlama yaşandığını, gitar kurslarının dolup taştığını da söyledi. Bir zamanlar "Beyaz Gölge" adlı bir dizi, Türk insanını basketbol sporuyla tanıştırmıştı. Ardından basketbolde kulüplerimizin Avrupa başarıları ve nihayet Basketbol Milli Takımımız'ın Avrupa ikinciliği geldi. Acaba müzik yarışmaları da aynı etkiyi yaratacak mı dersiniz? Umarım, Akademi Türkiye, Popstar ve Türkstar gençler arasında yalnızca kısa sürede, az zahmetle şöhret olup köşeyi dönmenin bir yolu olarak görülmüyordur. Ben tüm müzik yarışmalarının Türk insanını müzikle buluşturmak, müzik kültürünün gelişmesine yardımcı olmak, belli bir müzik altyapısı oluşturmak için önemli bir misyon üstlendiklerine inanıyorum. Sokakta sırtlarında gitar çantalarıyla yürüyenleri gördüğümde bu inancım daha da pekişiyor.