SON günlerde televizyon izleyicilerinin en büyük sıkıntısı, sonu gelmez reklam kuşakları. Biz de sektörle izleyici arasında bir köprü olduğumuza inandığımız için elimize ulaşan her bilgiyi, her eleştiriyi burada seslendirmeyi uygun görüyoruz. Efendim, bu aralar televizyon ekranlarında uzun uyarı yazıları izlemektesiniz. RTÜK, özellikle "reklam yönetmeliğinin ihlali" nedeniyle televizyon kanallarını uyarıyor. RTÜK'ün son zamanlarda en fazla hassasiyet gösterdiği konuların başında "sponsorlu programlar" geliyor. Hani şu "falancanın katkılarıyla hazırlanan" ya da "filancanın sunduğu" diye ekranlara gelen programlar. Neymiş efendim, bu programların içinde sponsor firmayı hatırlatacak, reklam amaçlı görüntü ve sesler yer almayacakmış. Yahu adam bir programı mali olarak destekliyor, tüm masrafını karşılıyor, derme çatma televizyon sektörüne parasal destek sağlıyor. Varsın, televizyonlar da o firmanın gönlünü azıcık hoş etsin. Peki televizyonlar bu ağır baskı altında ne yapıyor? Ya sponsorlu programları yayından kaldırıyor ya da programın içinde "Bu bir reklamdır" altyazısıyla orta yolu bulmaya çalışıyor. Ama RTÜK, televizyon reklamlarından pay alan bir kuruluş. "Bu bir reklamdır" altyazısıyla ekrana gelen görüntüler üzerinde de kısa zamanda hak iddia edecektir. Bakalım o zaman ne olacak? Bu arada RTÜK, Ocak-Nisan döneminde reklamlardan aldığı yüzde 10'luk payla 193 trilyon liralık gelir elde etmiş. Değerli meslektaşım Cengiz Semercioğlu dünkü köşe yazısında "İşte bu nedenle bu reklamlar bitmez" demiş. Cengiz'in haklı yorumuna bir ilave de benden: RTÜK, 73 dakikalık diziye 84 dakika reklam alınmasını önleyeceği yerde, "sponsorlu programlardan nasıl pay alabilirim"in hesabında olduğu sürece, biz aynı türküyü söylemeye devam edeceğiz: "Bir kurşun atacağım belindeki kuşağa, kim sabır gösterecek oy oy Eminem, bunca uzun kuşağa..."