HİÇ sevmediğim laflardan biridir. Ama konumuzla son derece alakalı olduğu için kullanmak zorundayım: "Tecavüz kaçınılmazsa, zevk almaya bak" derler. Madem uzun reklam kuşaklarından kurtuluşumuz yok, o halde biz de ekran karşısında "zevk almaya" çalışalım. Efendim, reklam sektörümüz müthiş bir aşama içinde. Özellikle yaratıcılıkta sınır tanımayan reklam metin yazarları sayesinde neredeyse her gün dağarcığımıza yeni sözcükler, tanımlamalar, kavramlar ekleniyor. Son günlerde ilgimi çeken üç reklam sloganı var. İlki; bir terliği anlatıyor: "Arow, tek benzeri öteki teki..." İşte "iddialı olmak" diye ben buna derim. Bir başka reklam sloganı ise saç boyasını tanımlıyor: "Voila, değiştir beni Mualla..." Yani yabancı bir marka ancak bu kadar Türkleştirilebilir, tebrikler. Ve sonuncusu; Omo'nun yeni kampanyasıyla ilgili: "Kirlenmek güzeldir..." Çocuklar için öğrenmenin yolunun, kirlenmekten geçtiğini iddia eden slogan, müthiş bir ironi örneği. Ama keşke kirlettiğimiz her şeyi leğende iki su çitileyip, kar beyazı yapabilseydik. Politika gibi, spor gibi, televizyon gibi...