Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TULU GÜMÜŞTEKİN

Biten yılın son bunalımı: Yunanistan

Yıl biterken adettendir, geçen dönemin önemli olayları gözden geçirilir, değerlendirmesi yapılır. Böylesi bir değerlendirme, hem geçmiş yılın bilançosunu yapmak, hem de gelecek yılın dinamiklerini öngörmek anlamında önemli bir işlev de görür. Geçtiğimiz yılın temel gelişmelerini sadece satır başlarıyla anlatsak bile bu yazı uzunluğunun iki katına ihtiyaç duyarız. Sadece bu da değil, dış dinamikler o denli hızlı gelişiyor ki, günün getirdiklerini analiz etmeye çalışırken, geçmişe dönecek zamanınız da kalmayabiliyor. En basit örneği, komşumuz Yunanistan. Yıl biterken bir anda siyasi bir bunalıma girdi ve bu yazının öznesi oldu. Yunanistan, bir türlü düzelmek bilmeyen ekonomisi, yoluna giremeyen reform süreci, ciddi sosyal çalkantılarıyla son beş yıldır bunalımdan çıkamadı. Son olarak iki gün önce, Parlamento aracılığıyla seçilmesi gereken Cumhurbaşkanı, üç tur oylama sonucunda da seçilemeyince 25 Ocak 2015 tarihinde erken seçime gitmek zorunda kaldı.
Bu gelişmeden çıkartılabilecek çok önemli sonuçlar var: Bunlardan birincisi, eğer bir "kemer sıkma" politikası ciddi reformlarla desteklenmezse, sadece toplumun geniş kesimlerini işsizliğe, umutsuzluğa ve fakirliğe itiyor. Yunanistan'da, 2010 yılından bu yana, özelleştirme çalışmalarında neredeyse hiçbir ciddi mesafe kaydedilmemesi, paralel ekonominin ve yolsuzlukların üstüne gidilmemiş olması, kemer sıkma politikasının geçici bir önlem değil, kalıcı ve ıstırap verici bir yaşam biçimi olarak algılanmasına yol açtı. Burada, AK Parti hükümetinin iktidara geldikten sonra kamu maliyesi ve özelleştirme konusundaki reformları hızlı ve etkili biçimde gerçekleştirmiş olmasının önemi de ortaya çıkıyor.
Türkiye ve Yunanistan örnekleri, bu alanda karşılaştırılması gereken iki "ders kitabı örneği" olarak karşımızda...
İkincisi, siyasi partilerin uzlaşma sağlayamadıkları ortamlarda, doğrudan halkoyuyla seçime gitmenin ne kadar önemli bir demokratik enstrüman olduğu da bu vesileyle görüldü. Yunan Parlamentosunda sandalye dağılımı, tek bir adayın seçilmesine imkân vermedi.
Siyasi partiler anlaşamadılar ve meclis dağıldı. Eğer Yunanistan'da Cumhurbaşkanlığı seçimi doğrudan seçmenin oyuyla gerçekleşseydi, Parlamento'daki tıkanıklık aşılabilir, Stavros Dimas gibi Avrupa Komisyonu üyeliği yapmış ılımlı bir aday seçilebilirdi. Şimdi ise, siyasi partiler, hem siyasete, hem ekonomiye inancını yitirmiş bir seçmen kitlesinin karşısına çıkacak ve oy isteyecekler. Burada siyasi parti pazarlıklarını aşabilecek bir halkoyu, Yunanistan'ı ciddi bir krizden koruyabilirdi, olmadı. Bütün kamuoyu yoklamaları, Sol Birlik Syriza'nın genç, tecrübesiz ancak karizmatik lideri Aleksis Tsipras'ın seçimleri kazanacağına işaret ediyor. Bu hem AB, hem de IMF için çok kötü haber. Tsipras, tüm siyasetini "kemer sıkma politikasının" hafifletilmesi üzerine kurmuş bir lider. IMF şimdiden yeni hükümet iş başına gelene dek bütün kredi ödemelerini durdurdu, Atina Borsası yüzde on bir düştü, böylelikle gelecek seçimleri şimdiki koalisyonun kazanma umudu da sıfıra indi.
Üçüncü çıkarılması gereken sonuç, siyasi gelişmelerin IMF'nin insafına ve öngörüsüne bırakmanın ülkelerin siyasi geleceğinde derin sorunlar yaratabileceği... Bu konuda da, 2008 sonrası IMF programı istemeyen ve kendi reform ve kalkınma takvimini oluşturan dönemin Başbakanı Erdoğan'ın da ne kadar doğru bir karar aldığı daha iyi belirginleşiyor. Son olarak, Yunanistan'ın bunalıma girmesi, iyi bir gelişme değil. Bu sıkıntılı dönemi bitirebilmesi için, büyük sorunlarına büyük bir cevap araması gerekiyor. Bu cevap, büyük komşusu Türkiye ile ekonomik, ticari ve siyasal ilişkilerini derinleştirmesi ve yoğunlaştırması. Türkiye'nin sadece doğusu ve güneyinde değil, batısında da önemli istikrar yaratıcı gücü belirginleşiyor. Darbe girişimleri, kumpaslar Türkiye'nin bu yaşamsal rolü oynamasını engelleyemeyecek. 2015'in ilk yazısında bu konuyu ele alacağım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA