Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TULU GÜMÜŞTEKİN

Türkiye’nin vazgeçilmez rolü

Irak Başbakanı El Abadi, iki günlük bir ziyaret için Başbakan Davutoğlu'nun daveti üzerine Ankara'ya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile de uzun bir görüşme yapan Irak Başbakanı'nın bu ziyareti, hem konjonktür, hem de genel dış ilişkiler açısından çok önemli işaretler ve mesajlarla doluydu.
Türkiye'nin bölgede oynadığı ve her türlü olumsuz gelişmeye rağmen giderek belirginleşen önemli bir rol var: Türkiye Cumhuriyeti, bölgenin demokrasiyle idare edilen, siyasi istikrara sahip, güçlü ve istikrar üretebilen tek ülkesi. Bu nedenlerden ötürü, kısa vadede yaşanan siyasi anlaşmazlıklar, atılan adımların sonuç vermemesi, uzatılan elin kimi zaman karşılık bulmaması beklenmedik gelişmeler değil. Çünkü bölgede demokrasiyle idare edilen, kendi halkına karşı dönemli olarak sandıkta sorumlu iktidarlar neredeyse hiç yok. Ancak bölgedeki rejimlerin, gelecekleri açısından demokratik bir yapıya doğru gelişmeleri de kaçınılmaz görünüyor. Bütün bir Arap Uyanışı, halkların bu özgürlük arzusunu ve durdurulamayan ayaklanmasını sergiledi.
Irak Başbakanı ve yeni hükümeti, kendisinden önce Irak merkezi hükümetinin uyguladığı mezhep odaklı siyasetten vazgeçti. Bu siyasetin yarattığı son derece vahim sonuçlar, Türk hükümetince defalarca dile getirilmiş, Irak yetkilileri uyarılmıştı. Irak topraklarının önemli bir bölümünü ele geçiren ve Irak Kürdistanı'nın tüm istikrarını tehlikeye atan IŞİD'in ortaya çıkması ve başarısı, Suriye'de Beşar Esed'in cinayetleri ve Irak'ta Maliki hükümetinin vahim hataları sonucunda gerçekleşti.
Türk hükümeti, işin başından beri son derece zor bir dengeyi tutturmaya çalışıyor: Bir yandan "demokratik" yapıları desteklemeye, meşru iktidarları muhatap almaya gayret ediyor; aynı zamanda, var olan sınırların değişmemesi, ülkelerin bölünmemesi için tavır alıyor; bir diğer yandan da bölgenin gelişmesi için mutlaka oluşturulması gereken iktisadi ve ticari altyapıyı kurmaya çalışıyor. Bu üç dinamiği bir sivil savaş ve terör ortamında gerçekleştirmeye çalışan Türkiye'nin, kısa vadede devamlı eleştirilmesi çok kolay. Türkiye'de batı kamuoyunda bunu yüksek sesle her gün dile getiren ve bununla yaşayan geniş bir kesim de bulunuyor. Ancak, geldiğimiz noktada işlerin nereye doğru gittiğini de görmek lazım: Irak merkezi hükümeti, hem Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile hem de Türk hükümeti ile ilişkilerini yoğunlaştırdı, sorunlarını aştı ve El Abadi ziyaretinde hem terörle mücadele, hem Irak ordusunun yeniden yapılanması, hem de enerji nakli konusunda görüş birliği olduğu açıklandı.
Türkiye, bölgede sınırları değiştirmeye çalışan ve demokratik meşruiyeti olmayan güçleri "terör" hareketleri olarak tanımlıyor. PKK da, PYD de bu siyaseti silahla sürdürmekten vazgeçmedikleri sürece, Türk hükümetinin bu tanımı çerçevesinde değerlendirilecek. Ancak aynı zamanda, Türk hükümeti Peşmerge güçlerinin eğitiminde de önemli bir destek vaat etti. Bu gelişme, Türkiye'nin ilkeli tavrının bir uzantısı olarak görülmeli: Bölgede demokratik meşruiyeti olan güçler, Türkiye'yi yanında buluyor.
Irak ile varılan çok önemli mutabakat, İran'ın da önünde yeni perspektifler açabilir. Şimdiden, Türkiye'nin ilkeli siyaseti, bölgede meyvelerini vermeye başladı. Bu süreçte anahtar unsur, Türkiye'nin siyasi istikrarının muhafaza edilmesi olarak ortaya çıkıyor. En fazla saldırılan hususun da bu olması, Türkiye'nin bazı güç odaklarını ne kadar rahatsız ettiğini gösteriyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA