Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TULU GÜMÜŞTEKİN

Ukrayna, Kırım, Rusya...

Ukrayna'ya bağlı Kırım özerk bölgesinde Rus askerlerinin işgal girişimi sürüyor. Kırım özerk bölgesi, Ukrayna Cumhuriyeti'ne bağlı olmasına rağmen, Rus donanmasının önemli üslerini de barındırıyor. Nüfusu da, Kırım'ı Tatarlardan tasfiye politikasının neticesi olarak o bölgeye iskân edilmiş Ruslardan oluşuyor. Rusya'nın olayları tırmandırma politikası, Ukrayna'da devrilen Başkan Yanukoviç'in yerini alan yönetimi yıldırmak için kurgulanmış gibi duruyor. Ukrayna- Rusya sınırında, Rus askeri birlikleriyle başlatılan manevralar durduruldu, ancak Rusya çok ciddi biçimde askeri seçeneği kullanabileceğini hissettiriyor.
Kırım bölgesi dışında da Ukrayna, ekonomik ve ticari anlamda Rusya'ya çok ciddi bağımlı... 2010'da Viktor Yanukoviç'in seçimleri kazanmasıyla Ukrayna adım adım, demokratik bir işleyişten tek parti diktasına doğru götürülmeye çalışıldı. Bunun sonucunda da, büyük tarım potansiyeline ve geleneksel sınaî altyapısına rağmen büyük bir ekonomik krize girdi. Muhalefetin sindirilmesi, özellikle eski Başbakan Yuliya Timoşenko'nun yolsuzluk iddiasıyla hapsedilmesi, içte ve dışta gerginlik oluşturdu. Yanukoviç yönetiminden memnun olmayan, Ukrayna milliyetçiliğinin hâkim olduğu Batı bölgesi başta olmak üzere, AB ile yakınlaşma ve demokrasi yanlıları ciddi bir "aldatılmışlık" duygusuna kapıldılar.
Bu duygu, geçtiğimiz kasım sonunda Vilnius zirvesinde AB ile ilişkilerin askıya alınmasına giden diplomatik skandal ile iyice su yüzüne çıktı. AB, bir ortaklık anlaşması ve tedricen gerçekleşecek bir serbest ticaret alanı önerisiyle gittiği zirvede, Devlet Başkanı Yanukoviç'in teklifi reddetmesiyle çok zor duruma düştü. Yanukoviç'in bu anlaşmayı reddetmesinin temel nedeni, Rusya'nın uyguladığı baskı oldu. Rusya, kendi oluşturduğu Gümrük Birliği için Ukrayna ve Kazakistan'dan vazgeçebilecek durumda bulunmuyor. Bu nedenle, AB ile bir ortaklık anlaşması imzalanmasına çok sert biçimde karşı çıktı. Vilnius zirvesi sonrası başlayan toplumsal olaylar, Kiev'de iktidarın bastırmak için kan dökmesine yol açtıysa da, bastırılamadı. Yanukoviç, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri'nin desteğini alamadığı için, kitlesel gösterilere ve parlamenter muhalefete direnemeyerek ülkeyi terk etti. Oysa Putin, Yanukoviç'i desteklemek için 5 milyar dolara yakın bir paket ile düşük enerji fiyatı sunmuştu.
Bugün itibarıyla, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri bölünmüş bulunuyor. Donanma Komutanı, yeni Ukrayna yönetimine isyan ederek amiral gemisine Rus bayrağı çektirdi. ABD ve AB, bütün diplomatik ağırlıklarını ortaya koyarak Rusya'nın bir askeri harekâta kalkışmasını önlemeye çalışıyorlar. Vladimir Putin ise, Ukrayna'da devrik Başkan Yanukoviç'i meşru iktidar olarak gördüğünü açıklayarak, anlaşma zemini aramadığını belli etti.
Her ne olursa olsun, Ukrayna'nın istikrara ve "sürdürülebilir" bir ekonomik yeniden yapılanmaya ihtiyacı var. AB'nin de ABD'nin de uzun vadede kalıcı biçimde bu dönüşümü desteklemesi çok zor görünüyor. Ukrayna, hem AB olanaklarından yararlanıp, hem de Rusya ile ticari ve siyasi ilişkilerini iyi tutmak mecburiyetinde... Tehlikeli bir ip cambazlığına benzeyen bu durumdan, var olan siyasi otorite boşluğunda Ukrayna'yı kimin kurtarabileceği de belli değil.
Bütün gerilime rağmen, Rusya'nın olayları daha fazla tırmandırması ihtimal dâhilinde gözükmüyor. AB ve ABD de, Ukrayna'yı tümüyle Rusya'dan koparabilecek bir çekim alanı yaratabilecek durumda değiller. Hiç kimsenin istemediği bir savaşın çıkma ihtimali hâlâ düşük duruyor. Ancak 1914'te de, büyük devletlerin istemediği bir çatışma çıkmış, I. Dünya Savaşı'na dönüşmüş ve Avrupa medeniyetinin sonunu getirmişti. Güneyde Suriye felaketine Kuzey'de Ukrayna gerilimi eklendi, Türkiye tüm dikkatini dış siyasete odaklaması ve enerjisini çok verimli kullanması gereken bir döneme girdi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA