Türkiye'ye gelerek Bab-ı Ali toplantılarında bir konuşma yapan eski Yunanistan Başbakanı Konstantin Mitsotakis ve Dışişleri bakanlarından, Atina Belediye başkanlığı yapmış kızı Dora Bakoyanni ile bir öğle yemeğinde buluştuk. Mitsotakis, doksan beş yaşında, parlamentoya ilk seçilmesiyle siyasetten emekli olması arasında elli sekiz yıl geçmiş, şaşırtıcı biçimde dinç ve aktif... Karpenisi Belediye Başkanı olan torunu Kostas Bakoyannis de siyasi hanedanın en genç kuşağını temsilen aramızdaydı.
Dora Bakoyanni, Kıbrıs'ta çözüm hedefleyen Annan planının 2004'te Yunanistan'da yegâne savunucusu olan siyasetçiydi. Türkiye'nin AB üyeliğini giderek daha fazla istiyor ve destekliyor. Bakanlar Konseyi'nin ikiyüzlü tavrından da şikâyetçi... Yunanistan'daki bugün yaşanan zor dönem, Türkiye ile yakınlaşmanın giderek daha fazla gündeme geldiği ve tartışıldığı bir süreci de başlattı.
Bu süreç, AB içinde de artarak biçimde devam ediyor. Avrupa Parlamentosu, Türkiye raporunu tartışırken, ilk kez Avrupa Komisyonu'na müzakereleri hızlandırmak için yeni fasıllar açma konusunda çağrıda bulundu. Komisyon zaten birkaç aydır üye devletler üzerinde ciddi baskı uyguluyor. Geçtiğimiz günlerde Genişlemeden sorumlu üye Stefan Füle, Enerji faslının açılması için Türkiye'nin bütün koşulları yerine getirdiğini, ancak Bakanlar Konseyi kararı olmadığı için bunu resmen Türkiye'ye bildiremediklerini açıkça söyledi.
AB ülkelerinde medya, giderek artan biçimde, AB kurumlarının Türkiye ile üyelik müzakerelerindeki tavrını eleştiriyor, Türk kamuoyunun giderek AB fikrinden soğutulmasının endişesini paylaşıyor. Komisyon, Parlamento, medya ve AB kamuoyu, ciddi bir beklenti içine girdi. Bütün bu gelişmelere rağmen, Bakanlar Konseyi bir türlü inisiyatif alarak Türkiye'ye yeni fasıllar açılmasını sağlayamıyor. Zaten askıda olan sekiz faslın açılabilmesi için Konsey'in yeni bir karar alması lazım. Onun dışında kalan fasılların, altı ayda bir fasıl temposunda değil, birden birkaç fasıl olarak açılması ancak ilişkilere beklenilen hayatiyeti getirebilir.
Bölgesel Politika konusunda Fransa çekincesini kaldırdığı için fasıl müzakere aşamasına geldi, şimdi haziranda açılacağı söyleniyor. Bu gecikme neden?
Üye devletler içinde, bu kriz hengâmesinde ne Almanya, ne de Fransa Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesinin başını çekecek siyasi iradeyi göstermiyor. İngiltere çok zor durumda, siyaseten AB içinde ağırlık koyması mümkün değil. Portekiz, İrlanda, İtalya, Yunanistan ve İspanya'yı kapsayan bunalım sürüyor, bunun on yıla yayılabileceği ikazı, Bundesbank guvernörü Jens Weidman tarafından yapıldı.
AB, bu krizden hiçbir reform yapmayarak, sadece kemer sıkarak çıkılmayacağının bilincinde... Türkiye ile olan ilişkilerin düzelmesi, bu yeni yapılanmanın önemli unsurlarından biri, bunun da bilincindeler, ancak nedense Bakanlar Konseyi'nin gündemine bir türlü gelemiyor. Bugün doğru tavır, müzakerelerin ciddi biçimde hızlanması için siyasi risk almak ve süreci hızlandırmaya çalışmaktır. Konsey'den herkesin beklentisi bu yönde...