CHP'nin şu anki düşmanının adı OHAL. CHP, OHAL'e ilk günden beri karşı elbette. Ancak şimdi siyasetinin merkezine OHAL karşıtlığını ve OHAL'in kaldırılması talebini yerleştiriyor. Partinin yeni yıldaki ilk projesi OHAL'i Kaldırma Çalıştayı olacakmış. Genel başkan yardımcısı Veli Ağbaba yönetecekmiş çalıştayı. CHP'nin yayın organı Cumhuriyet bu çalıştaya sayfalarında yer vermiş. Gazete, haberin ara başlığını ise "Mücadele Yöntemleri Ele Alınacak" diye koymuş. Neyle mücadele edilecekmiş? OHAL'in kaldırılması için!
OHAL'le mücadele edene kadar FETÖ'yle, PKK'yla mücadele etseniz sorun kökten çözülecek. OHAL, bu kanlı terör örgütleriyle mücadelede kullanılan yasal ve meşru bir araç. CHP, bunu yapabilir mi? Yani CHP OHAL'le uğraşmayı bırakıp da terörle mücadeleye odaklanabilir mi? Mümkün değil. Kendisiyle çelişir, yeni dönemdeki misyonuna ters düşer.
Kemal Kılıçdaroğlu, FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen'in "15 Temmuz bir tiyatrodur" yalanına "kontrollü darbe" propagandasıyla boşuna mı destek verdi? Şimdi de FETÖ'cü askerlerin sözüm ona haklarını savunuyor. Onlarca insanımızın kanını akıtan FETÖ'cü canilerin hangi hakkından bahsediyorsunuz?
Bu millet 15 Temmuz'u iliklerine kadar yaşadı. 15 Temmuz öncesini de yaşadı, sonrasını da. İki dönem arasındaki farkı millet çok net görüyor. Millet, OHAL'in gündelik hayatına zarar vermeyen, aksine terörle mücadelede devletin imkânlarını artırdığı için kendi yaşam kalitesini artıran bir uygulama olduğunu biliyor.
Daha önce de defalarca söyledim, OHAL'den rahatsız olanlar Türkiye'nin terörle mücadelesinden rahatsız olanlardır. İçeride de, dışarıda da bu rahatsızlığı yaşayanları görüyor ve yakından tanıyoruz.
***
Hazır geçmiş Cumhurbaşkanı'na davet de gelmişken...
Geçen gün yazdığım 'FETÖ'nün adamları işbaşında' başlıklı yazımdan FETÖ'nün adamları rahatsız olmuş. Ne güzel demek ki maksat yerini bulmuş. Yazıda gayrı milli muhalefet diye tabir ettiğim kesimlerin son KHK'daki iki maddeden duyduğu memnuniyetsizliği dile getirdim. İki madde hepimizin malumu. 15-16 Temmuz'da darbeye karşı mücadele eden sivillerin korunmasına dair maddeyle mahkûmlara tek-tip kıyafet uygulamasına dair madde.
FETÖ'nün adamları, onlarla apaçık işbirliği yapanlar bir yana, bir de sureti haktan görünenler var. Bir dönem endişeli AKP'li olarak ortalıkta dolaşan, şimdi ortalığa yeni bir kimlikle çıkmak için kıvranalar... Adam yerine konulmadıklarını düşündükleri için bunalıma girenler...
Baktım onlar da rahatsız olmuş. "Ben hem milliyim hem de bu haliyle tek-tip kıyafet uygulamasına karşıyım, e şimdi ne olacak" diye sorular soruyorlar. Hatta bir tanesi asıl benim yaptığımın "gayrı-milli" olduğunu söylemiş.
Neyse, diyelim ki öylesiniz. Yani diyelim ki milli ve hatta yerlisiniz. Benim yazıda ne dediğim açık. Tek-tip kıyafet uygulamasını benimsemeyenlerin tümü zinhar gayrı millidir demiyorum. Ben adlarını andığım ve gayrı milliliklerinden şüphe etmediğim aktörlerin nasıl da bu iki uygulamaya karşı olduklarını anlatıyorum. Sizin benim yazıda açıkça kendilerinden söz ettiğim unsurların milli ve yerli olduğuna dair şehadetiniz varsa onu bilelim. Bir de şunu bilelim. Siz bu uygulamaya neden karşısınız?
Neyse sizi yormayayım, ben vereyim cevabını. Kendinize bir siyaset alanı bulmaya çalışıyorsunuz. Bulamayınca da böyle saçma sapan işlere sarıyorsunuz. Şu son bir yıldır anlamsız şeylere muhalefet ettiniz. Anlıyorum, kendinizi ayrıştırmak arzusundasınız. Tayyip Erdoğan nazarında aktör olarak kabul görmek, müzakere edilebilir unsurlar olarak öne çıkmak istiyorsunuz. Fakat battıkça batıyorsunuz.
Bu arada HDP'li Garo Paylan bir davet çıkarmış "geçmiş Cumhurbaşkanı"na! "Bu girdaptan çıkmak için herkese ihtiyacımız var demiş." E peki ya siz ne dersiniz?