Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FAHRETTİN ALTUN

Celladıyla aşk yaşayanlar

Ergenekon davasının temyiz incelemesi nihayet tamamlandı. Yargıtay 16. Ceza Dairesi Ergenekon davasını usul ve esastan bozdu. Davanın bozulma gerekçesi ise soruşturma, delil toplama ve yargılama süreçlerindeki usulsüzlükler ve adil yargılanma ilkelerine aykırılık. Ergenekon davasında süreç içinde iyice gün yüzüne çıkan birçok hukuksuzluğun arkasında paralel devlet yapılanması var.
Dün bizim gazete, söz konusu temyiz kararını "Yargıtay kumpası bozdu" diye duyurdu. Uzunca bir süredir Türkiye'de kendi gündemini oluşturamayan muhalefet ise bu kararı "Erdoğan düşmanlığını derinleştirecek bir unsur" olarak pazarladı.
Bazıları o bildik çirkin üsluplarını takınıp "şimdi sizin yargılanma vaktiniz" diye efelenirken, kimileri de "Yargıtay'ın kararı, hükümete yakın gazetelerin davaya bakış açısını değiştirdi" diye güya serinkanlı analizler yaptılar.

***
Tarih 1 Şubat 2013. Daha ortada ne Gezi kalkışması, ne 17-25 Aralık darbe girişimi, ne de PKK kalkışması var. Türkiye siyasetinde bahar havasının estiği bir dönem. Ergenekon tutuklamaları sürüyor. Birkaç hafta önce Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Ergenekon davasından tutuklanmış. Tayyip Erdoğan katıldığı bir TV programında, birçok AK Partiliyi de şaşırtacak cümleler sarf ediyor.
"Genelkurmay Başkanım olmak üzere diğer generallerimizin hiçbirisine, İlker Başbuğ'a kalkıp da alışılmış anlamda bir 'terör örgütü mensubu' demek çok ciddi bir yanlıştır. Bu affedilemez. (...) Terör örgütü dediğin zaman silahlı kuvvetlerimizi bu hale getiriyorsun."
Erdoğan aynı yayında "şu anda bulundukları makam itibariyle kendini sağlamda görenler"e referansta bulunuyor, tarihin onları affetmeyeceğini söylüyordu.
Erdoğan, daha o dönemde sorunu gördü ve üstüne gitti. Paralel devlet yapılanmasını (PDY) ifşa etti. Bunun üzerine PDY hata üstüne hata yaptı. İttifak yapmadığı kimse kalmadı. Bugün Yargıtay'ın kararından sonra "biz haklı çıktık, sizse haksız" diye bayram edenlerin birçoğu bu süreçte PDY ile ittifak kurdu. Kimisi kısa, kimisi uzun birliktelikler yaşadı. Kimisi ise hâlâ paralel devlet yapılanmasıyla iş tutuyor.
***
Bugün "Ergenekon bir örgüt değil, AKP imzalı bir hukuksuzluk destanıdır. Gün gelecek 'ben bu davanın savcısıyım' diyen zat da yargılanacaktır" diyen Kemal Kılıçdaroğlu CHP'nin başına geçtikten sonra paralel devlet yapılanmasının en yarayışlı müttefiklerinden oldu. Belki diyet borcu, belki başka bir şey, bilemeyiz. Malum, o yapı kendi çıkarları gereği Deniz Baykal'ı bir "kaset operasyonu" ile genel başkanlıktan indirdi. Ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun önünü açtı.
Bugünden geriye doğru baktığımızda Kılıçdaroğlu'nun "hukuksuzluk destanı" dediği süreci yöneten PDY'ye, özellikle 17-25 Aralık darbe girişimi süreci ve sonrasında nasıl destek verdiği ayan beyan görünüyor. Kılıçdaroğlu'nun CHP'yi "Gülencilerin yadırgamayacağı bir ortam haline getirmek" için ne kadar çabaladığını unutacak mıyız? Ya da PDY'nin talep ve beklentilerini, söylemlerini Meclis kürsüsünde, meydanlarda bağıra çağıra dillendirmesini?
Şimdilerde Doğan Medyası "biz demiştik, ne çok acılar çekildi, suçlusunuz" modunda yayın yapıyor. Erdoğan, PDY ile mücadele ederken siz neredeydiniz? Bugün, mücadele büyük oranda kazanıldıktan sonra nerede duracağınızı elbette biliyoruz. Geriye dönüp baktığımızda "Ergenekon davası"nı değil, "Ergenekon kumpası"nı hatırlayacağız. Bir demokratikleşme ve vesayetle hesaplaşma söylemi ile başlayan dava kısa süre içinde PDY'nin yönettiği bir kumpasa dönüştü.
Bize düşen, haktan yana olmaktır, zalime zalim, mazluma mazlum diyebilmektir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA