Tarihi ve kültürel varlıklarımıza özenle sahip çıkmanın, bu mantıkla gerçekleşen restorasyonların, gündelik hayatımızı karşılayan en anlaşılır cümlesi; 'bu varlıklarımızı kullanarak korumak ya da koruyarak kullanmaktır.' Avrupa kentlerinde, dünyanın tarihsel mirasına duyarlı tüm kentlerinde, bu anlayışın somut, çok güzel örneklerini görürsünüz.Bugünkü manşetimiz, İzmir'de bu alanda gerçekleşen, üç güzel haberi siz sevgili okurlara iletiyor.
İlk güzel gelişme, İzmir Özel Türk Koleji'nin mülkiyetinde bulunan, geçtiğimiz yıllarda 'ödül alan' restorasyonu, Tatış Ailesi tarafından gerçekleştirilen Uşakizade Latife Hanım Köşkü'nün, özel bir müze haline getirilme projesi.Projenin fikri, Tatış Ailesini temsil eden işadamı Oğuz Tatış'a ait.
MÜZE KAZANDIRMAK
Oğuz Tatış, İzmir'e İstanbul'daki Sabancı Müzesi benzeri, nitelikli sergi alanlarının da olduğu, özel bir müze kazandırmak istiyor.Ayrıca tarih meraklısı Tatış'ın, çok özel koleksiyonundan eserler de bu müzede sergilenecek. İzmir Kalkınma Ajansı bu projeye sahip çıkmış, destek veriyor. İzmir'de bir eksikliği kapatacak bu güzelliği alkışlıyoruz. Gazi Mustafa Kemal, bir zamanlar o köşkte günlerce kalmıştı. Bu da güzel tablonun simgesel, duygusal bir yanı.İkinci güzellik ise 12 yıldır kullanılmayan eski Buca Sağlık Meslek Lisesi'nin, bir Sosyal Güvenlik Okulu'na dönüştürülmesi, yine lisenin bahçesinde yer alan çarpıcı tarihi Dejong Köşkü'nün de, dünden bugüne SGK içerikli belgelerin sergilendiği bir müzeye çevrilecek olması. Proje ek tadilatlarla önümüzdeki yıl hayata geçebilecek. Bir zamanların ünlü Dejong Köşkü de, tarihi misyonuna uygun yeniden elden geçirilecek ve butik bir müze olacak.Üçüncü güzellik ise İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilen Ayavukla Kilisesi'nin müştemilatının, İstanbul ve Bursa'dan sonra üçüncü Basın Müzesi olması.
İzmir kent tarihinde değerli bir yeri olan, 19. Yüzyılın ikinci yarısında Rum Ortodoks Cemaati tarafından inşa edilen Ayavukla, tarihi İzmir yangınından kurtulabilen yapılardan biriydi.İzmir Büyükşehir Belediyesi, bu özel yapının restorasyonunu geçtiğimiz yıl muhteşem görüntüsüyle sonuçlandırmış, özel sanat etkinliklerinde kullanıma açmıştı.Şimdi bu güzellik, zincirleme şekilde sürecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Ayavukla Kilisesi'nin zarif müştemilatını, Basın Müzesi yapılmak üzere İzmir Gazeteciler Cemiyeti'ne uzun süreli tahsis ediyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı da, müzenin oluşum sürecinde, cemiyete destek sözü verdi.Restorasyonu yapılarak yeniden diriltilen bu mekanlar, böylece 'kullanılarak korunacak', 'koruyarak kullanacak'.
Bu anlamda yapılanlar, tarihsel mirasa karşı duyarlılıkta örnek işler.
BÜYÜK ÖDÜL
Dev bir tarihin üzerinde oturan İzmir'de ve Ege Bölgesi'nde, bu iyi örneklerin çoğalması, en önemli dileklerimiz arasında. Ortaya çıkan eserlerin de, 'koruyarak, işlevlerine uygun kullanılması' bu işe soyunanlar için teşvik edici.Bu konuda hem olumlayan hem de olumsuzlayan bir örnek üzerinde daha durmak istiyorum:İzmir Tarihi Havagazı Fabrikası. İzmir Büyükşehir tarafından restorasyonu gerçekleştirildi. Hatta bu güzel örnek, Tarihi Kentler Birliği'nden de, büyük ödül aldı.Burayı koruyarak kullanmak konusunda, iyi niyetli bir çaba var. Ama şurası bir gerçek ki bu güzel mekana hala bu yönde iyi bir ruh sağlanamadı. Bir türlü olmuyor. Yani mekan muhteşem, ama üzerine giydirilen işlev elbisesi, hala oturabilmiş değil.
Dar geliyor.