Denedik, gördük, ayrıca sürekli yolculuk yapanlarla da konuşuyoruz. İzmir, sessiz sedasız, memnuniyet derecesi çok yüksek bir ulaşım devrimi gerçekleştirdi; bu devrimin güzelliklerini de yaşamaya devam ediyor. Bu örnek, halka hizmetin, en güzel 'siyaset yapma' biçimi olduğunu, bir kez daha gösteriyor. Üstelik bu devrim, özünde tam bir 'hizmet koalisyonu' ile gerçekleştirildi. Çünkü Türkiye'nin en önemli, en büyük kent içi toplu ulaşım projesi olarak nitelenen; 80 kilometrelik Aliağa-Menderes Hafif Raylı Sistemi'nin; uygulayıcıları birbirinden farklı iki kurum. Biri İzmir Büyükşehir Belediyesi. Diğeri ise Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı TCDD.
Bu hatlarda hizmeti sürdüren ise iki kurumun eşit ortaklıkta oluşturduğu İZBAN şirketi.
İzmirliler, bu hizmetin kıymetini gönülden biliyor. Sistemi sürekli kullanan kiminle konuşsak çok memnun. Çünkü Menderes'ten Aliağa'ya kadar uzanan ve Ocak ayı sonunda tamamen hizmete giren hat, İzmir'de 'ulaşım anlayışını', hemen değiştirdi. Bir zamanlar aynı yönlerde 'eziyet' olan ulaşım, bu hat üzerinde artık çok kolaylaştı. Hızlı, konforlu, rahat bir ulaşım olanağı yaratıldı.
Göreve geldiği ilk gün, bu işin büyüklüğünü bilerek, bu projede sürecin başından bu yana çok ısrarlı olan, belediyenin dikkatini bu hizmete yoğunlaştıran, bu iş için ciddi bir kaynak ayrılmasına öncülük yapan, gerçekten övgüye değer bir çaba gösteren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nu kutlamak gerekli.
Aynı övgüyü, İzmir'e gösterdiği yakın ilgi ve bu projenin sürmesi konusundaki duyarlılığı, sahiciliği, başarısı nedeniyle, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım da hak ediyor.
İzmir'in kuzeyi ile güneyini buluşturan projeyi gerçekleştiren bu 'hizmet koalisyonu', İzmirliler tarafından içtenlikle alkışlanıyor. Bir kez daha anlaşılıyor ki en iyi siyaset, halka hizmettir.