Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÖZÜN ÖZÜ ÜNAL ERSÖZLÜ (EGE)

Sağduyulu olmak

İzmirli okurlardan gelen bazı 'iletilerin' temelinde, ülke gündeminde 'neler oluyor?' sorusu hakim. Düşünce durgun, hayat donuklaştı sanki. Belki de, irademiz dışında bir akıl tutulması sardı hayatlarımızı. Gelişmeleri anlamakta, algılamakta, yorumlamakta, zorluk çekiliyor. Bütün kavramlar, özellikle ya da gelişmelerin doğasında, birbirine karışmış durumda. Çorba gibi. Nitelemeler, tanımlamalar, ideolojiler, üstelik temel yaklaşımlar; birbirine karışmış. Karıştı. Siyah ile beyaz arasında kalan bir görüntü var sanki.

***
Giderek 'grileşen' tablo, 'grileşen' kavramlar.
İnsanın içini karartan yorumlar, görüntüler. Bu nedenle bazen insanın içinden yazı yazmak gelmiyor. Şurası bir gerçek ki bu ülkede yıllarca 'karanlığı' halının altına süpürüp durduk. Bu ülkenin insanı, ülkenin kirleriyle hesaplaşmaktan hep kaçtı. Karanlık süpürüldü sessizce; süpürülmesine de, kimse ses çıkarmadı. Müthiş bir diplomasi eşliğinde, karanlık ile hep uzlaşmayı seçti Türk insanı. Yıllarca, binlerce insanın hayatını zindan eden 12 Eylül ile bile örneğin, yüzleşmekten, hesaplaşmaktan kaçtık, utangaçlık içinde. Aslında çoğalan sorunların, daha da büyümesine, siyasetçisinden gazetecisine kadar, hep birlikte izin verdik yıllarca. Her utangaç onay, karanlığa bir izin oldu, insan yüreklerinde. Her görmemezlik, karanlığın krallarını güçlendirdi geçmişte. Her bakmamazlık, karanlığa umutsuz bir taviz oldu böylece.

***
Her sessizlik, kapının aralanmasını, ışığın girmesini engelledi.
Unutmayalım gün geldi bu ülkenin insanları, yolsuzluklar altında ezildi; gün geldi 'faili meçhul' cinayetlerin gölgesi, evlatlarını yitirmiş annelerin acısı, ülkenin üzerine karabulut gibi çöktü.
Bunlara çözüm aranmak yerine, sürekli üst üste kondu hepsi, biriktirildi sorunlar.
'Sorun dağları' yarattık kendi kendimize.
'Askeri vesayetin' güçlü yansımaları ise tekrarlanan 'darbe yıllarından' başlayarak, hiçbir zaman eksilmedi üzerimizden; çoğalarak sürdü.
'Sivilleşme' hep, yıllarca, her koşulda ertelenen bir olgu oldu.
Şimdi yeni bir yol ayrımındayız. Gerçekten çok sancılı bir süreçteyiz.
Toplum olarak 'aklımızı' en iyi kullanmamız gereken yerde duruyoruz.
Sağduyumuzu, kesinlikle hiç yitirmememiz gereken yerdeyiz.
Sağduyumuzu, akıl ve vicdan ile buluşturarak, hep sahici olmamız gereken yerde.
Vicdanımızı hiç terketmememiz gereken yerde. Hiç kimseyi, birbirimizi 'ötekileştirmememiz' gereken yerde.

***
Barış duygusunu, çoğaltmamız gereken yerde.
Uzlaşmayı, anlamayı, anlaşılmayı, empatiyi çoğaltan yerde.
Hepimize, daha çok demokrasi lazım. Daha çok hukuk, daha çok insan hakları lazım.
Daha çok sivillik, daha çok duyarlılık, daha çok eşitlik lazım. Hepimiz için, olayları yorumlarken, tartışmasız şekilde 'hukukun üstünlüğü' öne çıkmalı.
Hepimiz için, 'adalet' kavramı öne çıkmalı. Hepimiz için, 'özgürlük' öne çıkmalı. Hepimiz için, 'yargı süreçlerine' objektif bakış, konulara yaklaşırken 'temel' oluşturmalı. Hepimiz için, gelişmeleri anlamaya çalışırken, 'hamaset'ten uzak durmak, ilke olmalı.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA