İstanbul'un et ihtiyacının temini çok önemli olduğu için devlet adamları bu duruma büyük ihtimam gösterirlerdi. Faroqhi ve Grenwood'un İstanbul'un et temini ile ilgili araştırmaları bu süreci ortaya çıkarmıştır. İstanbul'un et ihtiyacı o kadar önemliydi ki bu yüzden 1580'lerde Balkanlar'da koyun kesimi yasaklanmıştı. Bölge halkı mecburen keçi eti yiyecekti. Bazı uyanık tüccarlar ise koyunları İstanbul'a getirmeden yolda daha pahalıya satıyordu. Bu yüzden merkezden kadılara sert emirler gönderilerek, bu durumun engellenmesi istenmişti. Koyun sürülerinin sahipleri, devletin belirlediği resmi fiyat masraflarını karşılamadığı zamanlarda hayvanlarını satmak istemediklerinde ise yetkililer tarafından en ağır cezalarla tehdit ediliyorlardı. Devletin düşük fiyat politikası celepleri ve kasapları zor duruma sokardı. Et genelde maliyetin altında satıldığı için yapılan ticaret değil, adım adım iflasa gidişti. Osmanlı döneminde kasap olmak, iflas etmek demekti. Bu yüzden devlet zenginlerin celep veya kasap olması için uğraşırdı. Zorla kasap yapılan kişiler kendilerinin zengin olmadığını ispat için uğraşırlardı. Ayrıca merkezde veya taşrada devlet yetkililerini araya sokarak kasaplıktan kurtulmaya çalışırlardı.