İngiltere, Fransa ve Rusya, Petersburg kararlarını Osmanlı İmparatorluğu'na uygulatamayınca Londra'da toplanıp, Rumlar'ı kurtarmak için kararlar aldılar.
Osmanlı İmparatorluğu, verilen notaları reddedince harekete geçen müttefik donanması, 20 Ekim 1827'de Navarin'de demirli olan Osmanlı-Mısır donanmasını yaktı.
Bu olaydan sonra yapılan görüşmelerde, Osmanlı yönetimi Rumlar'a muhtariyeti tanımayı yine reddetti. Rusya, Osmanlı İmparatorluğu'na, daha önce imzalanan antlaşmalara uymadığını gerekçe göstererek, 26 Nisan 1827'de savaş ilân etti.
9 Ağustos 1827'de, Fransızlar Mora'ya çıktı. Üç devlet ayrıca Babıâli'ye bir nota vererek, Osmanlılar'ın Mora'ya asker göndermesi durumunda, bunu savaş sebebi sayacaklarını bildirdiler. Osmanlı İmparatorluğu, Mora'da durumu lehlerine döndürmüşken, bu hadise ile bölgedeki hakimiyetlerini hukuken olmasa da fiilen kaybetmişti. Ancak bu duruma rağmen taviz vermeden inatla önceki politikasına devam etti.
Ayrıca 22 Mart 1829'da Londra'da imzaladıkları yeni protokolle kurulacak Yunan devletinin statüsünü ve sınırlarını belirlediler. Daha sonra Londra'da üç devlet arasında yapılan görüşmelerde, 22 Mart protokolünde çizilmiş sınırlar küçültülerek, bağımsız Yunanistan'ın kurulmasına karar verildi. Londra'da 3 Şubat 1830'da imzalanan bu protokol kararlarını Osmanlı İmparatorluğu, 24 Nisan 1830'da tanıdı. Böylece Osmanlı toprakları üzerinde ilk bağımsız Hıristiyan devleti kurulmuş ve bu devlet de Osmanlılar tarafından tanınmıştı.
Yunanistan, bağımsız olmuştu, ancak kuruluşun üzerinden üç yıl geçmesine rağmen ülkeyi yönetecek bir kral bulunamamıştı. Yunanistan'ın bağımsızlığını sağlayan Rusya, İngiltere ve Fransa Yunanistan'ı yönetecek kralı da tespit ettiler ve dışarıdan ithal ettikleri bir kralı, Bavyera Prensi'ni Birinci Otto adı ile Yunanistan tahtına oturttular. 2004'te Yunanistan'ı Avrupa Şampiyonu yapan da Otto isimli bir Alman teknik direktördü.