Ülkemiz tarihinin en sıkıntılı dönemlerinden geçiyor. Bu sıkıntıları atlatmak için moralli olmak lazım. Türk milleti tarihi boyunca birçok büyük felakete, krize maruz kaldı ama hepsinden bir şekilde çıkarak kendisini toparladı. Bunun en son örneklerinden biri 20. asrın başlarında yazılan Milli Mücadele destanıydı. 15 Temmuz'da da bir yenisi yazıldı. Tarihimizin en büyük felaketlerinden biri ise 13. yüzyılda yaşanmıştı.
MOĞOLLAR
Hunlardan itibaren Türk boylarıyla Moğol kabileleri arasında meydana gelen siyasi hakimiyet mücadelelerinde, Cengiz Han ortaya çıkana kadar genelde üstün olan taraf Türklerdi. Ancak Cengiz Han ve onun çocuklarının kurdukları Moğol devletleri birçok Türk devletini yıkıp, çeşitli Türk boylarını idareleri altına aldılar. Maveraünnehir bölgesinde Türklerin yaşadığı şehirler, Moğollar tarafından tahrip edildi ve milyonlarca Türk öldürüldü. Milyonlarca Türk ise batıya göç ederek canını kurtardı. Bu bölgedeki yeraltı sulama kanallarına varıncaya kadar her şey Moğollar tarafından yıkıldı, yakıldı.
ANADOLU'NUN İŞGALİ
Moğollar, Harzemşahları yendikten kısa bir süre sonra Anadolu kapılarına dayanmışlardı. Ancak Alaeddin Keykubad döneminde Türkiye'ye saldıramadılar. Keykubad'ın ölümünden sonra yerine geçen II. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında 1240'da Babai isyanı çıktı. Bu isyan Erzurum'da Moğollar'a karşı tutulan Doğu ordusu çağırılarak zorlukla bastırıldı. Moğollar bu hadiseyle Selçuklular'ın çok güçlü olmadığını anlamışlardı.
1242'de Erzurum'u yağmaladılar. Bu ertesi yıl gelecek felaketin bir habercisiydi. İki taraf da savaşa hazırlandı. Rahmetli Faruk Sümer Kösedağ Savaşı'nı şöyle anlatır:
Selçuklu sultanı tecrübeli komutanların Sivas'ta düşmanın beklenmesi teklifini dinlemeyerek ordusunu bir felakete doğru götürdü. Erzincan tarafından gelecek Moğol ordusu Sivas'ın kuzeydoğusunda Kösedağ'da beklendi. Tecrübeli devlet adamları burada da ovaya inilmemesi gerektiğini savunurken genç komutanlar sultanı ovaya inerek Moğollar'ı çok çabuk yeneceğine ikna ettiler. 1243 yılının Temmuz ayının başlarında ovaya inen Selçuklu birlikleri düzmece kaçış ve ardından çevirme taktiğiyle Moğollar tarafından yokedildi. Selçuklu sultanı birliklerine takviye göndermeyi bile akıl edemedi. Hâlbuki Selçuklu ordusu Moğollar'ın iki mislinden fazlaydı.
Gece olunca II. Gıyaseddin Keyhüsrev, Tokat'a kaçtı. Kalan ordusu da dağıldı. Devletin hazineleri ve ordunun ağırlıkları bile bırakılarak kaçılmıştı.
Bu durumu hile zanneden Moğollar iki gün boş Selçuklu ordugâhına giremediler. Sonunda harekete geçince ele geçirdikleri ganimetler karşısında şaşkına döndüler. Moğollar bu savaşın ardından Sivas, Kayseri ve Erzincan'ı yağmalayarak Anadolu'dan ayrıldılar. Bu olaylar Anadolu'daki Türkler arasında büyük paniğe yol açtı. Selçuklu Veziri Mübazereddin Ali, Mugan'a Baycu Noyan'ın yanına giderek tâbi statüsünü kabul edip Moğollar'la barış antlaşması imzaladı. Ortadoğu'nun en büyük devleti tâbi devlet olmuştu.
Moğol hakimiyetine giren Türkiye Selçukluları taht mücadeleleriyle de iyice zayıfladılar. II. Keykavus zamanında Anadolu'ya giren Moğollar, 1256'da Aksaray yakınlarındaki Sultanhanı savaşında Selçuklular'ı bir kez daha yendiler. Selçuklu ülkesi ikiye bölündü. 1277'de Anadolu'ya gelen Memlük hükümdarı Baybars Elbistan'da Moğollar'ı bozguna uğrattı ama Selçuklu devlet ricalinin kararsızlığı yüzünden ülkesine geri dönünce Anadolu tekrar Moğol hakimiyetine girdi. Memlükler'in ayrılmasından sonra Anadolu'ya giren İlhanlı hükümdarı Abaka Han, intikam için 200 bin kişiyi katletti.
Moğollar, bu hadiseden sonra Anadolu'ya aşiretlerini yerleştirdikleri gibi Tebriz'den gönderdikleri memurlarla devleti idare etmeye başladılar.
Moğollar'a karşı isyan eden Karamanoğulları da mağlup oldular. Maveraünnehir bölgesinde olduğu gibi Anadolu'da da yerleşik hayata geçmiş Türkler büyük bir darbe yedi. Türklerde şehir hayatının gelişimi durdu. Anadolu halkı ağır vergiler altında ezildiler. Türkiye Selçuklular'ı psikolojik olarak da Moğollar karşısında ezilmişlerdi. Bir Moğol insanları sırayla öldürse kimse karşı durmaya cesaret edemiyordu. 1308'de II. Mesud'un ölümüyle Türkiye Selçuklu Devleti sona erdi.
MOĞOL İSTİLASINDAN CİHAN DEVLETİ'NE
Anadolu'ya en büyük Türkmen göçlerinden biri XIII. yüzyılda Türkistan'ın Moğol istilasına uğramasından sonra gerçekleşmişti. Ancak Moğollar Türk aşiretlerini rahat bırakmadılar.
Moğol baskısı sonucu önce Kafkaslar'dan Doğu ve Orta Anadolu'ya, daha sonra da Orta Anadolu'dan batıya göç etmek zorunda kalan yüz binlerce Türkmen, Ege bölgesini ele geçirerek, burada gazi Türkmen beyliklerini kurdular. Türkmenler arasında, bu devirde mevcut olan gazâ ruhunu Batı Anadolu'daki Germiyan, Aydınoğlu, Menteşe, Karesi, Hamid ve Saruhan beylikleri ile Karadeniz bölgesindeki Çobanoğlu Beyliği yaşatıyorlardı. Bu beylikler hem gazâ adına Hristiyanlar'la savaştılar, hem de fethettikleri bölgelere doğudan gelmeye devam eden Türkmenler'i yerleştirdiler.
Osmanlılar da Moğol istilası sırasında Anadolu'ya gelerek, bir süre dolaştıktan sonra Bilecik civarına yerleşmişlerdi. Osmanlı Beyliği, doğudan mütemadiyen devam eden Türkmen göçü ve gazâ fikrinin temsilcisi olması sayesinde büyüdü. Moğollar Türk tarihinin en büyük felaketlerinden birine sebep olurlarken, Türkmenler'i Batı Anadolu'ya iterek buraların Türkleşmesine sebep olmuşlardı. Osmanlı İmparatorluğu da bu felaket ortamında tarih sahnesine çıktı.