Almanya, sömürge konusunda geç kalan Avrupa devletlerindendi. Alman Güneybatı Afrika Sömürgesi olacak bölgeye yani Namibya'ya gelen ilk Almanlar, Ren Misyonerlik Cemiyeti üyesiydi. Misyonerler 1842'den sonra faaliyet gösterdi. 1883-1884 arasında Bremenli tüccar Lüderitz, Namibya'da bölgenin kabile reislerinden para ve tüfek karşılığında toprak satın aldı. Gelişen şartlar sonucunda Bismarck, "Lüderitz'in satın aldığı toprağı 24 Nisan 1884'te Alman koruması altına aldı. Devletten imtiyazlı özel şirketler bölgenin idaresinden sorumluydu. Bismarck "sömürge" ifadesinden kaçınarak "koruma bölgesi" tabirini kullandı. Lüderitz, bölgenin büyük kabilelerinden Hererolar ile anlaşamadı. Bunun üzerine Alman hükümeti, misyonerler aracılığıyla kabile reisleriyle koruma anlaşmalarını kuvvetlendirdi. Baskılar sonucunda bazı Herero grupları da anlaşma imzaladı. Hererolar için en önemli şey sığırlarıydı. Sığırları için sık sık mera değiştiriyorlardı. Bu durum yüzünden Almanlar, sınır belirleyemiyor, toprak sahipleri de toprak kullanım haklarını koruyamıyordu. Lüderitz, satın aldığı toprakları işletmede başarısız olup, batınca toprakları 30 Nisan 1885'te Alman Güneybatı Afrika Sömürgesi Şirketi'ne geçti. Şirket, Deutsche Bank, Dresdner Bank, Sal. Oppenheim gibi firma ve bankalardan mürekkepti. Kalabalık Herero gruplarından birinin reisi olan Maharero Tjamuaha, bir süre sonra kendisine vaat edilen anlaşmayı feshetti. Böylece Almanlar'ın Güneybatı Afrika'da resmi meşruiyeti ortadan kalkmıştı. Bu yüzden Bismarck, Yüzbaşı Francois komutasında 200 askeri Güneybatı Afrika'ya yolladı. Artık şirket sömürgesinden krallık sömürgesine geçiliyordu. Baskı üzerine Hererolar 1890'da Almanlar'la yeniden anlaştı. Tjamuaha 1890'da ölünce oğlu Samuel Maharero, Alman desteğiyle reis oldu. Ancak durumun halkının aleyhine geliştiğini gören Samuel Maharero, Witbooi- Nama'nın reisi Hendrik Witbooi ile Alman tehlikesine karşı birleşti. Almanlar bölgeye 200 asker daha gönderdi. Yüzbaşı von Francois, 12 Nisan 1893'te Witbooi'lerin en müstahkem yeri olan Hoornkranz'a saldırarak, katliam yaptı. Yerliler, sinmek yerine gerilla savaşına yönelince 1894'te bölgeye Theodor Leutwein vali olarak gönderildi. Leutwein İngilizlerden imrendiği "böl ve yönet" sistemiyle hareket etti. Böylece 1895'ten sonra Güneybatı Afrika'ya daha çok Alman geldi. 1898'den sonra hayvanları ve kendileri salgın hastalıklardan kırılan Hererolar'ın meraları Almanlar'ın eline geçti. Hererolar da Almanlar'ın yanında kırbaçlanarak işçi olarak çalışmaya başladı.