Basın İlan Kurumu, 60'lı yılların başında gazete ve dergilere verdiği ilanlardan, sanırım yüzde 5 gibi bir fon ayırır ve bunu ülkede çıkan kültür-sanat-edebiyat dergilerine aktarırdı. Kurum, dergilerin içeriğine bakmadan, biçimsel özelliklerini yerine getirmesine göre, mesela aylıksa 32 sayfa olacak gibi, verdiği para ile derginin matbaa ve kağıt giderlerini karşılardı. Bunun karşılığı olarak da dergi, arka sayfasında Kurum'un ilanını yayınlardı.
Böylece ülkenin hemen her tarafında dergileri yayınlanmaya başladı ve başta o yörenin gençleri olmak üzere birçok kişi hem yazarak hem okuyarak edebiyatla tanışmış oldu. O yıllarda lisede okumama rağmen ben de arkadaşlarımla İzmir'de "Evrim" dergisini çıkarmış, ilanın kesilmesi üzerine de yayınına son vermiştik. O yıllar reklam sektörü bu kadar gelişmiş değil, bir rivayete göre zamanın büyük gazeteleri "Biz kültür-sanat sayfası yapalım, bu fon kalksın" dedikleri için Kurum, dergilerden ilanını kesmişti...
Bugün de Kurum'un desteği olmadan ülkenin dört bir tarafında dergiler çıkmakta, kendi yağlarıyla kavrularak... Fakat yeni Basın Yasası ile zor durumdalar...
Bilindiği gibi 5187 sayılı yeni "Basın Yasası" 6 Haziran 2004'de kabul edildi ve 26 haziranda Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Yasaya göre basın ve yayın işlerinin izlenmesi emniyet müdürlüklerinden alınarak cumhuriyet savcılıklarına verildi, ayrıca "basın yayın" ile ilgili pek çok terim ve tabire yeni tanım ve açıklamalar getirildi.
Yeni "Basın Yasası"yla genel olarak yayıncının lehine bir gelişme söz konusu olmakla birlikte, "Geçici madde 1"de şöyle denilmekte: "Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yayınlanmakta olan süreli yayınların sahibi, sorumlu müdürü, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde yayınlarının türünü yönetim yerinin bulunduğu yer cumhuriyet başsavcılığına bildirmek zorundadır."
Bu süre içinde bildirim yükümlülüğüne uyulmaması halinde ise yayın sahibi, sorumlu müdür, beş yüz milyon liradan yirmi milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılacaktır. Sorun da bundan sonra başlamaktadır: Yasanın ve söz konusu takip değişikliğinin ilgililere duyurulması yalnızca Resmi Gazete ile sınırlı kaldığından yasanın muhatapları değişiklikleri zamanında öğrenememiş, dolayısıyla savcılıklara öngörülen süre içinde başvuramamışlardır. Şimdi, müracaat süresi uzatılmadığı takdirde, ülke genelinde yüzlerce yerel gazete ve dergi büyük maddi ve manevi sıkıntıyla karşı karşıya...
Çözüm, bu sürenin uzatılması ve söz konusu maddelere bağlı olarak haklarında dava açılan basın-yayın kuruluşlarının bu davalarının düşürülmesidir diye düşünüyorum.
Dergiler, kültür-sanat ve tabii ki edebiyatın anayurdudur. Dergilerin olmadığı bu yurtta da çorak kalmaya mahkumdur, böyle biline...