Ülkemizde birbirini izleyen başarılı uluslararası toplantıların sonuncusu olan NATO Zirvesi için hükümeti candan kutlamalıyız. Mükemmel sayılabilecek organizasyonuyla ülkemizin milyar dolarla sağlayamayacağı tanıtım bu sayede sağlanmış ve AB yolunda ciddi bir mesafe alınmıştır.
NATO ve ABD aleyhtarı gösteriler, demokrasinin tuzu biberi, birkaç gün eve kapanma sıkıntıları da fantezisidir. Dünya liderlerinin Türkiye ve İstanbul'a hayranlığı ve övgüleri, bu toplantı için sarf edildiği açıklanan 15 milyon doların çok üstünde bir değerdir. Bu sayede hiç değilse Türk'ün Türk'e yaptığı övgüler özne değiştirmiş ve yabancının Türk'e övgüsü haline gelmiştir.
Beni heyecanlandıran olaylardan birisi, bir kütüphaneci olarak kendisini tanıdığı anlaşılan ABD First Lady'si Laure Bush'un Atatürk'e, duvardaki fotoğrafını işaret ederek "Çok şık" demesi ve buna Emine Erdoğan'ın verdiği cevaptır: "O, bizim liderimizdir. Devletimizin kurucusudur."
Anıtkabir'de Başkan Bush ve eşinin yan yana oluşları ve defteri birlikte imzalamaları da çok hoştu.
Milyonlarca insana heyecan veren bir olay da Başkan Bush'un konuşmasını, dini hoşgörüsüyle tanınan Galatasaray Üniversitesi'nde, bir cami yanında ve Avrupa ile Asya'yı birleştiren köprü altında yapması idi.
Topkapı Sarayı'ndaki kültürler mozaiğini sergileyen müzik şöleni ise enfesti.
NATO Zirvesi'nin beni "heyecanlandırmayan" olaylarından da söz etmeliyim.
Bunlardan birisi devletin "baş"ı olan Cumhurbaşkanı Sezer'in duruma uygun düşmeyen "eşsiz" Dolmabahçe daveti, diğeri ise Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'ın Türkiye'nin AB üyeliği konusunda Bush'a yaptığı gereksiz hatırlatmadır. Ben, bir yurttaş olarak NATO Zirvesi'ni çok başarılı bulanlardanım. İyi ki İstanbul'da yapıldı.
Av. SADİ BÜLBÜL - SIHHİYE / ANKARA