Beş gün sonra yerel seçimler yapılacak ve mahallemizin, köyümüzün, kentimizin yeni yöneticileri seçilecek. Aylık kültür, sanat ve mimarlık dergisi "Yapı"nın sahibi ve genel yayın yönetmeni Doğan Hasol, geçen yerel seçimler öncesi, ağustos 1998'de, yönetime gelecek belediye başkanları için bir "Belediye Başkanı Andı" önermişti.
"Yapı" dergisinin 201. sayısında yer alan "Belediye Başkanı Andı"nı Hasol, 268. sayıda bir kez daha yayınlıyor ve ekliyor:
"Sıralanan önerilerin çoğu yapılması gerekenleri değil, yapılmaması gerekenleri kapsıyor. 'Ya yapılması gerekenler?' diyeceksiniz. 'Onları sıralamaya gerek yok mu?' İyi şeyleri nasıl olsa pek yapmıyorlar... Kötülerini yapmasınlar yeter."
Bir önceki yerel seçimden bugüne hem belediyeleri yöneten başkanların ne yaptıklarına bir ölçü olması bakımından, hem de yeni seçilecek yöneticilere ışık tutması açısından "Belediye Başkanı Andı"nın kimi maddelerini özetleyerek aktarmak istiyorum.
* Bilime, yasalara, şehircilik ve mimarlık kurallarına, plan fikrine, uzmanlıklara saygı göstereceğime, benbilirimci ve keyfi davranışlarda bulunmayacağıma,
* Tarihsel kent dokusunu ve eski yapıtları koruyacağıma; eski yapıtlar arasında din, dil, ırk, mezhep ayrımı yapmayacağıma,
* Şehrin havasını, suyunu, toprağını, ekolojik dengesini koruyacağıma; yeşil alanları, su havzalarını, doğal ve tarihsel sitleri yağmaya ve yapılaşmaya açmayacağıma,
* Belediye arsalarını elden çıkarmayacağıma,
* Yeni gecekondulara ve kaçak yapılaşmaya göz yummayacağıma, mevcut gecekonduların büyütülmesi için ödün vermeyeceğime,
* İmar planlarıyla yeni spekülasyon ve rant alanları yaratmayacağıma,
* Maddi, manevi ya da politik çıkar karşılığında imar planlarında hiçbir değişiklik yapmayacağıma,
* Denizi doldurarak ya da kazıklı yol yaparak kıyıların doğal yapısını bozmayacağıma,
* Daracık sokakları otopark haline getirmeyeceğime; sokakları mafyanın otopark olarak parsellemesine izin vermeyeceğime,
* Kaldırımları otomobillerden arındırıp yayalara tahsis edeceğime; yayaları taşıtlardan, yoksul ve özürlüleri zenginler kadar seveceğime,
* Sokak lambalarını geceleri yanar hale getireceğime,
* Toplu taşımacılığa önem vereceğime,
* Kent merkezinde geçici de olsa hayvan pazarı kurdurmayacağıma,
* Eş, dost, akraba ve politik yakınlarıma iş ve çıkar yaratmayacağıma,
* Öğrencilere, belediye kaynaklarıyla ideolojik doğrultuda burs verdirmeyeceğime,
* Sokaklara asılan afişlerle kendimi övmeyeceğime ve övdürmeyeceğime, hemşehrilerim önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim.
Bakalım, böyle bir andın zehrini içebilecek bir belediye başkanı çıkacak mı?
Andı kaleme alan Hasol gibi benim de pek umudum yok doğrusu...
Seçilenler pek üzerine almasa da, biz seçmenler için oy atarken bir kriter olamaz mı bütün bu öneriler?
Üzerinde düşünelim hiç olmazsa...