Ağır siyaset kokan bültenlerden arta kalandık. Yargılamasın kimse bizi umut kokan sabahlarda. Tarihi yaktık, bir nehir kabus, bir nehir bulanıktık. Siz büyümüştünüz ve dünya kirlenmiş, yitik birer mahzen gibi değerli kimince ve hep altta kalandık. Süngüyle selamlaşmadık. Dağlarda çoban ateşi vardı ya, yanına yaklaşmadık. Uzakdoğu ülkeleriyle komşusu arasında -uzak batı- kalkandık. Savrulduk her rüzgarda oradan oraya, tutunacak ne bir demir parmaklığımız oldu ne darağacımız...
Sokaklar, gürültülü, onca boş ve kaygısız; meydanlar şimdi güvercinlere kumrulara mekan... Sarı badanalı evleri rutubet aldı, gece isyanlar fışkıran camlar dağıldı, istasyondan kalkan son trendi sizi götüren, arkasında ne bir mendil, ne gözyaşı bıraktı... Yorgunuz, tüm tarihin yorgunluğunu yorgan yapıyoruz. Geceleyin bir bardak su kadar büyük üşengeçliğimiz, ellerimiz hamur kıvamında, hep ama hep döküntülü yükseklerde gözlerimiz, kimse yargılamasın bizi, sahipsiziz...
İbrahim ÖZTÜRK (İTO Anadolu Teknik Lisesi) - İSTANBUL